Birleşmiş Çelik
Savaş alanı yeniden hareketlenmişti. Zaman, Nexus'un kararıyla normal akışına dönmüş ama geride hiçbir şey aynı kalmamıştı.
Optimus'un optiklerinden yayılan beyaz parıltı, Megatron'un zırhındaki siyah alevlerle yan yana duruyor, birbirlerini güçlendiriyordu.
Koruyucular, önce geri çekilir gibi yaptı… sonra hepsi birden devasa bir formda birleşti. Metalden dağlar gibi yükselen bu yaratık, sayısız zinciri gökyüzüne fırlattı. Zincirler yıldırımlar gibi iniyor, toprağı paramparça ediyordu.
— Optimus: "Bu, tek başımıza yenebileceğimiz bir şey değil."
— Megatron: [gülümser] "O yüzden tek başımıza değiliz."
İkisi aynı anda ileri atıldı.
Optimus, elindeki kılıcı Nexus'un verdiği enerjiyle şeffaf bir mızrağa dönüştürdü; her hamlesi havayı yırtıyor, zincirleri ışık zerrelerine ayırıyordu.
Megatron ise top mermilerini siyah alevle besliyor, her patlama bir dağın çöküşü gibi yankılanıyordu.
Koruyucuların birleşik formu, kükreyerek zincirlerini geri çekti ve gövdesini ikiye ayırarak iki farklı cephe açtı.
Ama Optimus ve Megatron, sanki önceden planlanmış gibi ayrılıp her cepheye aynı anda saldırdı.
Birinin hamlesi diğerinin boşluğunu kapatıyor, birinin savunması diğerinin hücumunu hazırlıyordu.
Gökyüzü, patlamalarla kırmızı ve beyaz renge bürünmüştü.
Aşağıda, Autobots ve Decepticons savaşçıları, liderlerinin yan yana savaştığını görünce duraksadı. Bu an, tarih kitaplarına yazılacak kadar imkânsızdı… ve şimdi gerçekti.
Optimus, havada dönerken bağırdı:
— "Birlikte vur, Megatron!"
Megatron, zincirlerin ortasındaki enerji çekirdeğini hedef aldı:
— "Zamanı koparalım!"
İkisi aynı anda vurdu.
Beyaz ışık ile siyah alev çarpıştığında, gökyüzü yırtıldı. Ortaya çıkan yarığın içinden Nexus'un kum taneleri gibi parlayan zaman parçacıkları yağdı.
Savaş henüz bitmemişti… ama bu ilk darbe, son perdenin başladığını ilan etmişti.