WebNovels

Chapter 7 - yarığın ötesi

Yarık, uğultulu bir fırtına gibi gökyüzünü yutuyordu. Neon City'nin yıkılmış kulelerinden kopan beton parçaları, devasa vakum gücüyle havalanıyor, mavi-siyah enerji girdabının içinde kayboluyordu.

Optimus Prime, gözlerini yarığın içinden görünen manzaraya dikmişti. Uzakta, dev kulelerin gölgesinde uzanan yabancı bir şehir görünüyordu. Atmosfer, Neon City'den daha karanlık, daha yoğun bir enerjiyle titreşiyordu.

— Optimus: "Orası… başka bir Cybertron değil. Daha karanlık bir şey."

— Megatron (soğuk bir gülümsemeyle): "İşte bu yüzden ilgimi çekti."

Bumblebee, elinde patlamış bir plazma tüfeğini tutarak yanlarına geldi.

— Bumblebee: "Oraya gidersek geri dönüş garantisi yok."

— Arcee: "Burada kalırsak da aynı son bizi bulacak."

Nexus'un kontrolündeki zırhlı makineler, yarıktan çıkmaya devam ediyordu. Her biri ağır zırhlı, organik hareketlerle ilerliyor, optiklerinde kan kırmızısı parıltılar yanıp sönüyordu. Ne konuşuyor, ne de duruyorlardı—sadece yok ediyorlardı.

Soundwave, bir terminalin başında hızla veri akışını izliyordu.

— Soundwave: "Enerji kaynağı tespit edildi. Nexus çekirdeği… yarığın diğer tarafında, yabancı şehir merkezinde."

Optimus, derin bir nefes aldı.

— Optimus: "Megatron, bu yolculuğu tek başıma yapamam."

— Megatron (alaycı bir tonda): "Birlikte savaşmamız gerektiğini söyleyen sendin, Prime. Ben sadece şartları kabul ediyorum."

Optimus, Wreckers ekibini, Megatron ise en güvendiği savaşçıları çağırdı. Her iki tarafın askerleri, birbirine güvenmeyen bakışlarla sıralandı.

Yarık, daha da genişledi. Enerji halkaları dışarı doğru patladı, şehrin kalan kısmını titretip binaları devirdi.

— Ratchet: "Geçiş penceresi sadece birkaç dakika sürecek! Gecikirsek… sonsuza kadar orada kalırsınız!"

Optimus ve Megatron, askerleriyle birlikte yarığın eşiğine adım attı. Gökyüzü, mavi şimşeklerle yarıldı; enerjinin gürültüsü, metalin çığlığına karıştı.

Bir an sonra, hepsi ışığın içine çekildi.

Ve Neon City geride kaldı.

---

Bölüm 7 – Yarığın Ötesi (devam 2)

İlk atışın yankısı gökyüzüne çarpıp metal duvarlarda binlerce kez yankılandı. Mermiler, örümcekvari devin bacak eklemlerine çarptığında ortaya çıkan kıvılcımlar, mor gökyüzünü anlık olarak aydınlattı. Ama yaratık acı hissetmedi—aksine, vuruldukça daha hızlı hareket etmeye başladı.

Bumblebee, iki minyatür plazma bombası fırlattı. Patlamalar, zemindeki damar benzeri enerji hatlarını yırtınca, şehirden keskin bir çığlık yükseldi.

— Arcee (kulağındaki vericiye): "O sesi duydunuz mu? Bu şehir… canlı!"

O anda zemin şiddetle titredi. Kulelerden biri, kendi ağırlığını bırakarak devasa bir yılan gibi kıvrıldı, Megatron'un bulunduğu yere doğru indi. Megatron, Fusion Cannon'ını ateşleyerek metal yılanı parçaladı, ama kopan parçalar havada bir araya gelerek tekrar şekil aldı.

Optimus, dev örümcek yaratığa atıldı. Energon baltasıyla bacaklarından birini kesti, fakat kesilen bölüm, yere değmeden önce siyah sıvıyla kaplandı ve yeniden büyüdü.

— Optimus: "Yenileniyor… bu şekilde düşüremeyiz!"

Soundwave'in sesi, çatışmanın gürültüsünü yararak geldi:

— Soundwave: "Çekirdek sinyali değişti. Artık sabit değil… hareket ediyor."

Bumblebee, yaratıkların çoğalmasına bakarak dişlerini sıktı:

— Bumblebee: "Çekirdek bize geliyor demek isteme, lütfen."

Ama cevabı yaratığın kendisi verdi. Dev makinenin gövdesi yarıldı, içinden insan boyutlarında ama yoğun enerji yüklü, şekilsiz bir figür çıktı. Gövdesi, hem metal hem de sıvı gibi dalgalanıyordu.

— Figür (boğuk ve yankılı bir sesle): "Ben Nexus'um. Ve siz, bana ait olacaksınız."

O an, şehrin tamamı hareketlenmeye başladı. Kuleler bükülerek kapanan bir kafes gibi ekibi çevreledi. Zeminden fışkıran metal kollar, askerleri tek tek yakalamaya çalışıyordu.

Megatron, Prime'a baktı.

— Megatron: "Prime… galiba buradan çıkış için önce burayı yok etmemiz gerekecek."

Optimus'un optikleri karardı.

— Optimus: "Ve belki de kendimizi feda etmemiz…"

---

Bölüm 7 – Yarığın Ötesi (devam 3 – Zihnin Savaşı)

Nexus'un gövdesinden çıkan kırmızı-siyah enerji halkaları, havada sessizce dalgalandı. İlk başta sadece bir titreşim gibi görünen bu dalgalar, saniyeler içinde bir fırtına gibi ekibin üzerinden geçti.

Bumblebee bir an durdu. Optikleri karardı, kulaklarında boğuk bir uğultu başladı. Gözlerini yeniden açtığında, Neon City'nin yıkıntılarında tek başına yürüdüğünü gördü. Yanında ne Optimus vardı, ne Arcee… sadece sessizlik ve uzaklardan gelen yardım çığlıkları.

— Bumblebee (fısıldayarak): "Hayır… siz gittiniz mi?"

Arcee ise başka bir yerdeydi. Önünde, savaşta kaybettiği eski takım lideri Elita-1 duruyordu.

— Elita-1: "Bizi burada bıraktın, Arcee. Şimdi sıra sende."

Arcee geri çekildi, ama etrafındaki tüm manzara parçalanarak karanlığa gömüldü.

Megatron'un zihni ise bambaşka bir arenaya taşınmıştı. Önünde, eski Decepticon ordusu kusursuz bir disiplinle dizilmişti. Arkada ise yenilmiş bir Optimus Prime dizlerinin üzerinde, ona bakıyordu.

— Hayali Optimus: "Kazandın… ama kimse seni hatırlamayacak."

Megatron'un yumruğu sıkıldı, ama bir anlığına gerçekten hangisinin gerçek olduğunu ayırt edemedi.

Gerçekte ise hepsi hâlâ yabancı şehrin merkezinde duruyordu—ama Nexus, onları zihinlerinde hapsederek hareketlerini yavaşlatıyordu. Enerji kolları bir bir savaşçıların etrafını sardı.

Soundwave, bu illüzyona kısmen direnebilen tek kişiydi. Boğuk sesi iletişim kanalından geçti:

— Soundwave: "Zihinsel saldırı… bağlantıları bozuyor. Görüntü gerçek değil!"

Optimus, zihninde gördüğü yıkılmış Cybertron sahnesinde, yanmış binaların arasında yürüyordu. Tam önünde genç bir Autobot asker, ölmek üzereyken elini ona uzattı.

— Genç asker: "Bizi kurtarmadın, Prime… neden şimdi farklı olsun?"

O anda, Optimus'un optikleri yeniden parladı. Nexus'un sahte görüntülerinin içinden güçlükle sıyrılarak gerçek dünyaya döndü. Ellerini baltasına götürdü ve kükredi:

— Optimus: "Bu zihinsel zincirleri kırıyoruz! Şimdi!"

Megatron da aynı anda kendine geldi. İkisi, yan yana, Nexus'un merkezine doğru atıldı.

More Chapters