WebNovels

Chapter 89 - MASUMLARIN GÖLGESİNDE

Hazal'ın Anlatımı

Miran'ın cenazesi hâlâ gözlerimin önündeydi.

Toprağa her kürek düştüğünde, içimden bir şeyler kopmuştu.

Ama en çok da o küçücük çocukların gözyaşlarına dayanamadım.

Boran, hiçbir şey söylemeden onları elinden tuttu.

Miran'ın oğlu babasının tabutuna sarılıp "Baba, gitme!" diye ağladığında, Boran'ın çenesinin titrediğini gördüm.

Ama o yine de dik durdu.

Sanki içindeki fırtınayı yutuyordu.

Cenazeden sonra arabaya bindik.

İki çocuk, Boran'ın kollarında sus pus oturuyordu.

Kız çocuğu Boran'ın gömleğine başını yasladı, oğlan ise gözlerini yumdu.

Ben o an şunu anladım: Bu çocuklar artık bize emanetti.

---

Boran'ın Anlatımı

Kapıdan içeri girdiklerinde malikâne bir anda sessizleşti.

Adamlarımın hepsi başını öne eğdi.

Çocukların ayak sesleri o ağır salonda yankılanırken, içimden tek bir cümle geçti:

"Artık burası onların da evi."

Hazal çocukların elinden tuttu.

Küçük kıza eğilip saçlarını okşadı.

Kız ürkekçe ona baktı, gözlerinde hem korku hem umut vardı.

Hazal o an melek gibiydi, çocuklara sarıldığında onların kalbindeki boşluğu dolduracağını biliyordum.

Ama ben…

Ben farklıydım.

Çocuklara babalık yapabilirdim, ama onların güvenliğini sağlamak için daha sert olmam gerekiyordu.

Ve biliyordum… içerideki yılan hâlâ ortaya çıkmamıştı.

---

Hazal'ın Anlatımı

Çocuklar odaya yerleştiğinde Boran'la baş başa kaldık.

Onun yüzünde taş gibi bir ifade vardı.

"Boran…" dedim kısık sesle. "Bu çocukların bize ihtiyacı var. Sadece korumaya değil, sevgiye de. Miran onların kalbinde yarım kalmış bir cümle bıraktı. Sen o cümleyi tamamlamalısın."

Boran derin bir nefes aldı.

"Elimden geleni yapacağım, Hazal. Ama bil ki… bu evde bir ihanet varsa, önce bu çocukların üzerine çökecek. Onları korumak için gerekirse herkesi yakarım."

O an gözlerimin önünde ateşle yoğrulmuş bir adam vardı.

Hem koca yüreğiyle çocuklara kalkan olacak bir baba, hem de düşmanlarını gözü kapalı ateşe atacak bir lider.

---

Boran'ın Anlatımı

Gece olduğunda çocukların odasına girdim.

İkisi de uyumuştu.

Kız, elinde bir oyuncak bebek tutuyordu. Oğlan ise babasının saatini yastığının altına koymuştu.

Onları izlerken kalbim parçalandı.

"Merak etme Miran." diye fısıldadım.

"Çocukların bana emanet. Onlara gölge bile düşürmeyeceğim. Gerekirse bu evin içindeki yılanı kendi elimle boğarım."

Arkamı döndüğümde kapıda Hazal'ı gördüm.

Gözleri dolmuştu.

Sessizce yanıma geldi, elimi tuttu.

İlk defa o an, içimdeki ateşin biraz olsun hafiflediğini hissettim.

Ama biliyordum… bu huzur uzun sürmeyecekti.

Çünkü masumların gölgesi, karanlıktaki yılanları daha da harekete geçirecekti.

More Chapters