Boran'ın Anlatımı
Sabahın ilk ışıkları, malikânenin ağır taşlarına vururken ben hâlâ aynı yerdeydim.
Miran'ın kanı ellerime sinmişti. Ne kadar yıkasam da gitmeyecekti, biliyordum.
Kardeşim dediğim adam…
Son nefesinde gözlerimin içine bakıp çocuklarını bana emanet etmişti.
Ve ben o emanetin ağırlığını omuzlarımda hissettiğim anda, içimde bir yemin doğdu.
"Kim olursa olsun… hangi düşman çıkarsa çıksın… Miran'ın çocuklarına zarar gelmeyecek.
Kanımın son damlasına kadar onları koruyacağım."
Avuçlarımı yumruk yaptım. Yumruğumdan yere kan damladı.
O kan, artık sadece Miran'ın değil, benim yeminim olmuştu.
---
Hazal'ın Anlatımı
Boran'ın yüzünde gördüğüm şey beni korkutuyordu.
O artık sadece intikam değil, bir yükün ağırlığını da taşıyordu.
Gece boyunca onun yanında oturdum. Konuşmadı. Gözlerini duvardaki boşluğa dikmişti.
Sanki Miran'ın hayaleti hâlâ odadaydı.
Elini tuttum.
"Boran…" dedim usulca.
"Çocuklarına sahip çıkacağız. Miran'ın emaneti bizim de emanetimiz."
Başını bana çevirdi.
Bakışlarında kırık bir fırtına vardı.
"Hazal… sen benim en büyük dayanağımsın. Ama bil ki… bu yeminle birlikte daha çok kan dökülecek. Çünkü Miran'ın düşmanları şimdi gözlerini onun çocuklarına dikecek."
Tüylerim diken diken oldu.
O an anladım ki bu sadece Boran'ın değil, hepimizin savaşı olacaktı.
---
Boran'ın Anlatımı
O gece adamlarımı topladım.
Hepsi sustu, kimse Miran'ın ölümünü konuşmadı.
Ama gözlerinde bir şey gördüm: korku.
Masaya vurup ayağa kalktım.
"Dinleyin!" dedim, sesim gök gürültüsü gibiydi.
"Bugün Miran yok. Ama onun çocukları var. Ve o çocuklar benim canımdan ötedir. Onlara kim bir adım yaklaşırsa… bedelini kanıyla ödeyecek."
Adamların gözleri karıştı, bazıları başını öne eğdi.
Biliyordum, ihanet hâlâ sofradaydı.
Ama kim olduğunu ortaya çıkarana kadar bu yemini herkese kabul ettirecektim.
Kalbimden geçen tek şey şuydu:
"Miran öldü. Ama onun masumiyetini çocuklarında yaşatacağım. Ne pahasına olursa olsun."
---
Hazal'ın Anlatımı
O an Boran'ın sesi salonda yankılanırken ben de kalbimden bir dua geçirdim.
"Allah'ım… bu adamın yükünü hafiflet. Onun sırtına hem savaş hem de emanet yükledin. Bizi ayakta tut."
Gözlerimi Boran'a diktim.
O artık sadece bir koca, sadece bir mafya lideri değildi.
O, kanla yazılan bir yemin taşıyordu.
Ve o yemin, hepimizin kaderini değiştirecekti.