WebNovels

Chapter 20 - KIRIK KALPLERİN DANSI

Hazal'ın Anlatımı

Boran'ın yüzüne bakamıyordum. İçimde bir şey kırılmıştı sanki… Öyle bir kırık ki, hiçbir zaman tamir edilemeyecek. Ama aynı anda, kalbimde yanmaya başlayan bir ateş vardı. Beni hem yakıyor, hem de ayakta tutuyordu.

Az önce gördüklerim, duyduklarım… Her şey beynime kazınmıştı. Yerdeki kan, Boran'ın yumrukları, gözlerindeki sessizlik… Onu tanıyordum ama tanımıyordum da. O adam, bir canavar kadar acımasız, ama aynı zamanda bir çocuk kadar yalnızdı.

Onun bana dokunan ellerinde hâlâ sıcaklığını hissediyordum. Parmaklarının titremesini… Sanki hayatında ilk defa korkuyordu. Kurşunlardan, düşmanlarından değil… Benden korkuyordu. Benim sevgimden, benim nefretimden, benim kararlarımdan.

Kendi kendime sordum: "Gerçekten nefret ediyor muyum ondan?"

Kalbim, tüm yalanlarıma rağmen bana tek bir cevap veriyordu: Hayır.

Ama sevmek… Sevmek de kolay değildi. Çünkü onun yanında kalmak, gölgenin içinde yürümek demekti. O gölgeye alışabilir miydim? O karanlıkta bir ömür nefes alabilir miydim?

Boran'ın arkasına dönüp gitmesine izin vermek istemedim. Bir adım attım. Ama ayaklarım zincirlenmiş gibiydi. Sesim boğazımda düğümlendi. Yalnızca kalbim konuşuyordu:

"Gitme…"

O ise duymadı ya da duymamazlıktan geldi. Omuzları yük taşıyan bir dağ gibiydi. Güçlüydü, ama o gücün ardında parçalanmış bir adam vardı.

Gözlerimden yaşlar süzülürken fark ettim ki, ben de tutsaktım. Onun kanlı ellerinde değil, onun suskun yeminlerinde tutsaktım.

Kendi kendime fısıldadım:

"Boran… Eğer gerçekten beni korumak için bu kadar kan döküyorsan, bil ki o kan benim kalbime de bulaşıyor. Ben senden kaçsam da, senin izlerini silemem."

O gece yatağa yattığımda uyuyamadım. Her gözlerimi kapattığımda Boran'ın gözlerindeki o gölgeyi gördüm. Onun sessizliğini, onun ant içişini hissettim. Bilmiyordum, bana mı ant içmişti, yoksa intikama mı?

Ama şunu çok iyi biliyordum:

Kalbim onunla bir savaşa girmişti. Ve bu savaşın galibi kim olursa olsun, ben hep kaybedecektim.

Çünkü bu bir kırık kalplerin dansıydı.

Ve biz, bu dansta birbirimizi hem sevecek, hem de yaralayacaktık.

---

More Chapters