WebNovels

Chapter 24 - KIRIK KALBİN SESSİZLİĞİ

Hazal'ın Anlatımı

Kalbimden gelen sesleri susturamıyordum. Kapı kapandığında sanki geçmişimle birlikte içimdeki bir parça da çekilip gitmişti. Ama gitmeyen, daha doğrusu bana zincir gibi kalan bir şey vardı: Suçluluk.

Boran'ın elleri hâlâ çenemdeydi. Sert, güçlü, sahiplenici… Ama gözlerinde bana söylemediği, sadece kalbinde yanan bir öfke vardı. Onu tanıyordum. Öfkesini susturmak için ne kadar çabalasa da damarlarında gezinen ateşi saklayamıyordu.

Ve ben o an bir ikilemin ortasındaydım.

Bir yanda yıllarımı verdiğim, hayaller kurduğum adam… Bana "neden evlendin?" diye sorarken gözlerindeki kırgınlığı hâlâ hissediyordum. Diğer yanda Boran… Bana sahip çıkan, beni koruyan, ama aynı zamanda beni kendisine zincirleyen adam.

Gözlerimden süzülen yaşları saklamaya çalıştım ama olmadı. Boran'ın bakışları daha da sertleşti.

— Hazal, dedi.

Sadece ismimi söyledi. Ama o tek kelimenin içinde binlerce anlam vardı: "Ben buradayım, ben seni bırakmam, ama bana ihanet etme."

Kalbim sızladı. Çünkü ihanet kelimesi bile içimi dağlıyordu. Ona ihanet etmemiştim ama hissettiklerim… İşte orada masum değildim.

Kendi kendime fısıldadım:

"Ben iki kalbin yükünü taşıyamam…"

Boran bana yaklaşırken, dudaklarımdan istemsizce döküldü:

— Ben onu tanıyorum… çok iyi tanıyorum. Ama artık tanımıyorum da… Onun gözlerindeki karanlığı gördüm Boran.

Boran'ın kaşları çatıldı.

— O, düşmanımın adamı Hazal. Senin gözlerinde gördüğüm tek şeyse… benim karım olduğun.

Karım… O kelime içimi hem yaktı, hem de güven verdi. Boran'ın beni sahiplenmesi, düşmanına meydan okur gibi kollarını açması, içimdeki korkuya siper olmuştu. Ama yine de suçluluk, yine de kırgınlık… İçim paramparça.

O gece odamda yalnız kaldığımda aynaya baktım. Kendime fısıldadım:

"Ben kimim? Boran'ın karısı mıyım, yoksa geçmişin mahkûmu mu?"

Cevap yoktu. Sadece gözlerimde kırık bir sessizlik vardı.

Ve o sessizlik bana şunu söylüyordu:

"Seçmek zorundasın Hazal… Çünkü iki ateş arasında yanmaya devam edemezsin."

---

More Chapters