WebNovels

Chapter 95 - YEMİNLER VE KAN

Hazal'ın Anlatımı

Boran'ın omzundaki kan avuçlarımın arasından kayıp gidiyordu.

Ne kadar bastırsam da, onun bedeninden süzülen kırmızı damlalar yere düşüyor, halının desenlerini kara bir lekeye dönüştürüyordu.

"Boran, dayan ne olur…" diye fısıldadım.

Ama o, gözlerimin içine baktığında sanki acıyı hissetmiyor gibiydi.

Boran, kendi yarasından çok, etrafındaki adamlara dikti bakışlarını.

"Başınızı kaldırın!" dedi gür sesiyle.

Salonda yankılandı sözü.

Adamlar ürpererek başlarını kaldırdılar.

Kimse nefes almaya cesaret edemiyordu.

Çünkü Boran'ın gözlerindeki öfke, kanla yazılmış bir yemin gibiydi.

---

Boran'ın Anlatımı

"Bunu iyi dinleyin." dedim, göğsümdeki ağırlığa rağmen sesim duvarları titretti.

"Benim soframda oturup ihanet edenin sonu işte budur.

Bundan sonra kim benim adımı kirletmeye kalkarsa, ister kardeşim olsun, ister öz kanım… ölümünü kendi ellerimden bulacak."

Kanım akıyordu ama sözüm, hepsinin yüreğine kurşun gibi saplanıyordu.

"Benim için aile, kan bağı değil; sadakattir.

Benimle yürüyen, benim adımı taşıyan, ihanet etmeyecek!

Yemin olsun…" dedim, yumruğumu masaya vurarak, "ihanet eden sağ kalmayacak!"

Adamlar hep bir ağızdan, "Yemin olsun, Boran Ağa!" diye bağırdılar.

Ama ben biliyordum… korkunun gölgesi hala üzerlerindeydi.

İhanet bir kere kapıyı araladığında, artık her adımı dikkatle atmak gerekiyordu.

---

Hazal'ın Anlatımı

Boran'ın sözleri salonu doldurdu ama ben onun gözlerindeki yorgunluğu, omzundaki yarayı görüyordum.

O, kanının içinde bile ayakta duran bir dağ gibiydi.

Ama ben biliyordum… dağlar bile yıkılır, eğer içten içe çürürse.

"Artık yeter Boran…" dedim titreyerek.

"Bu savaş, bu kan… seni benden alacak diye korkuyorum."

Boran bana baktı.

Elini yüzüme koydu, gözlerimin kenarındaki yaşları sildi.

"Hazal…" dedi, sesi sert ama içinde bir kırgınlık vardı.

"Bu kan benim kaderim. Ama sen… sen benim tek nefesimsin.

Ben düşersem, senin gözlerinde kaybolurum.

O yüzden yaşamak için sebebim sensin."

Kalbim paramparça oldu.

Onu daha sıkı sardım.

Allah'a yalvardım: "Ne olur, onu benden alma…"

O gece, kan ve yemin bir araya geldi.

Ve ben anladım ki… Boran sadece düşmanlarıyla değil, kendi kaderiyle de savaşıyordu.

More Chapters