WebNovels

Chapter 80 - KURŞUN YOLU

Hazal'ın Anlatımı

O an zaman sanki durmuştu. Boran'ın gözlerinde fırtına, Arif'in gözlerinde öfke, benim kalbimde ise sadece bir korku vardı: Onları kaybetmek.

Silahların soğuk namlusu havayı keserken, nefesim bile donmuştu.

"Çekil Hazal!" diye kükredi Boran.

"Hayır!" dedim, bütün cesaretimi toplayarak. "Birbirinizi öldürürseniz, bu savaş bitmeyecek. Sadece kan, sadece acı büyüyecek!"

Ama ikisi de beni duymuyordu. Kin gözlerini kör etmişti.

O an… bir el silah patladı.

---

Boran'ın Anlatımı

Kulaklarım sağır oldu. Silahın sesi odanın duvarlarına çarpıp geri döndü. Gözlerim anında Hazal'a kaydı. Kalbim göğsümden fırlayacak gibiydi.

Ama Hazal dimdik ayaktaydı. Kan yoktu. O an derin bir nefes aldım.

Sonra… Arif'in yüzünü gördüm. Yanağından kan süzülüyordu, kurşun onu sıyırıp geçmişti.

Ama asıl şaşkınlık… kurşunun benim silahımdan çıkmamış olmasıydı.

---

Hazal'ın Anlatımı

Boran'ın yüzündeki şaşkınlığı görünce anladım. Kurşunu o sıkmamıştı. Başımızı çevirdik. Kapının eşiğinde başka bir silah daha vardı.

Gölgelerden bir adam çıktı. Gözleri buz gibi, gülüşü sinsi.

"Güzel bir aile tablosu…" dedi. "Ama siz birbirinizi öldürmeyeceksiniz. Onu ben yapacağım."

Kalbim dondu. Bu, Selim'in adamlarından biriydi. Demek ki Arif'i buraya sürükleyen ipler sadece ihanet değilmiş; perde arkasında daha büyük bir oyun varmış.

---

Boran'ın Anlatımı

Silahımı anında çevirdim. Ama adam çoktan tetiğe dokunmuştu.

Bir kurşun daha havayı yırttı.

Hazal'ın çığlığıyla irkildim. Kalbim durdu sandım.

Duman dağılırken, kimin vurulduğunu göremiyordum.

More Chapters