Boran'ın Anlatımı
Gece boyunca gözüme uyku girmedi. Selim'in sözleri beynimde yankılanıyordu:
"Biraderin kanından biri…"
Kardeşim Arif'in yüzü gözlerimin önünden gitmiyordu. Çocukluğumuz geldi aklıma; aynı sofrada ekmek böldüğümüz, aynı odada hayaller kurduğumuz günler. Ben bu kirli dünyanın içine girerken, onu uzak tutmaya çalışmıştım. "Temiz kal, Arif. Benim gibi olma." demiştim. Ama ya o temizlik çoktan kirlenmişse?
Sabah olduğunda malikânenin avlusu sessizlikle örtülmüştü. Adamlarımın gözleri üzerimdeydi. Onlar da hissediyordu şüphemi. Benim bakışlarım ise kapıdan giren her gölgede Arif'i arıyordu.
O gün öğleden sonra bir haber geldi: Arif şehre dönmüştü.
Yüreğimde soğuk bir el gezindi. Yıllardır yüzünü görmediğim kardeşim, şimdi tam da bu ihanetin ortasında ortaya çıkıyordu.
---
Hazal'ın Anlatımı
Boran'ın yüzündeki gölgeyi gördüm. İçinde fırtınalar koptuğunu anlıyordum. Ama ben de boş değildim; Celal'in söyledikleri hâlâ kulaklarımdaydı. "Boran'ın bilmemesi gereken şeyler var."
Gece arşiv odasına gizlice geri döndüm. Celal'in sakladığı defterleri bulmak istedim. Ellerim titriyordu. Tozlu sayfaları açtığımda, karşıma çıkan isim kalbimi durduracak gibiydi: Arif.
Defterde, Boran'ın babasından kalma kayıtlar vardı. Eski dostluklar, gizli anlaşmalar… Ve Arif'in adı, düşman ailelerden biriyle yan yana yazılmıştı.
Nefesim kesildi. Demek ki Selim'in söyledikleri boş değildi. İhanet gerçekten Boran'ın kardeşine kadar uzanıyordu.
Ama bu gerçeği Boran'a nasıl söyleyebilirdim? Onun yüreği zaten ateşin içinde yanıyordu. Eğer kardeşinin adını duysa… o ateş, bütün malikâneyi yakardı.
---
Boran'ın Anlatımı
Gece vakti, malikânenin kapısı çaldı. Kapıda duran gölgeyi gördüğümde kalbim sanki yerinden sökülüyordu.
Arif.
Yıllardır görmediğim kardeşim, karşımdaki merdivende duruyordu. Gözleri bana bakıyordu ama o eski masumiyet yoktu. İçinde karanlık büyümüş, yüzüne sinmişti.
"Abi…" dedi, sesi soğuk bir rüzgâr gibi. "Beni özlemedin mi?"
Arif'in bu sözleri, içimdeki şüpheyi gerçek kıldı. O an anladım: İhanetin gölgesi artık kardeşimin üzerine düşüyordu.