WebNovels

Chapter 75 - AMCANIN SIRRI

Hazal'ın Anlatımı

Celal'in gözlerindeki o karanlık beni ürpertiyordu. Malikânenin loş ışığında, defterleri saklamaya çalışırken yakalamıştım onu. Sözleri hâlâ kulaklarımda çınlıyordu:

"Boran'ın bilmemesi gereken şeyler var. Eğer öğrenirse, hem kendi soyunu, hem de seni ateşe atar."

"Ne demek istiyorsunuz?" dedim, sesim ince ve titrek çıkmıştı. "Boran'dan neyi saklıyorsunuz?"

Celal'in yüzünde sert ama kırık bir ifade vardı. "Hazal, bazı gerçekler açığa çıkarsa, bu aileyi yıkacak. Boran düşmanlarını dışarıda arıyor ama aslında en büyük tehlike içeride. Kan bağı, insana sadakat değil, yük getirir."

Yüreğim sıkıştı. "Siz… siz mi ihanet ettiniz?"

Celal başını öfkeyle salladı. "Ben değilim! Ama kanımızdan biri, evet… Bizim soframızda büyüyen biri, düşmanın sofrasına oturdu. Eğer Boran bunu öğrenirse, kendi kanını vurmak zorunda kalacak."

Boğazım düğümlendi. Söylemek istediğim onca şey vardı ama dilim tutulmuştu. Celal bir adım yaklaştı, sesi alçaldı:

"Hazal, eğer onu gerçekten seviyorsan, bu sırrı sakla. Çünkü Boran'ın yüreği zaten ateş içinde. O ateşe biraz daha odun atılırsa, geriye hiçbir şey kalmaz."

Gözlerim doldu. Ben Boran'dan nasıl bir şeyi saklayabilirdim ki? O benim nefesimdi. Ama bir yandan da Celal'in dediği doğruydu: Boran'ın kanıyla bağlı olduğu biri ihanete karıştıysa… onu kendi elleriyle öldürmesi gerekecekti. Ve o gün, Boran da ölürdü.

---

Boran'ın Anlatımı

Zindanda Selim hâlâ direniyordu. İtiraf etmiyordu ama her kelimesi, içime bir şüphe tohumu ekiyordu.

"Kendi biraderin kanından biri…"

O an aklıma kardeşim Arif geldi. Yıllardır yanımda değildi, uzak duruyordu. Bir gölge gibi hep dışarıda kalmıştı. Onu korumak istemiştim, bu karanlık işlere bulaşmasın diye. Ama ya… düşman onu bulduysa?

Gece yarısı odama çekildiğimde, Hazal'ın gözleri endişeyle bana bakıyordu.

"Boran…" dedi fısıltıyla, "Ya ihanetin arkasında gerçekten ailenden biri varsa?"

Ben gözlerimi kapadım. Yüreğim taş gibiydi. "O zaman… kanımı da düşmanımı da aynı mezara gömerim."

Ama içimde bir ses fısıldıyordu: Ya kendi kardeşinse, Boran? Tetiğe basabilecek misin?

More Chapters