WebNovels

Chapter 22 - GÖZLERİNDE SAKLANAN SIR

(Azra'nın Anlatımı)

Geceyi uyumadan geçirdim. Gözlerimi kapatsam bile onun bakışları önümdeydi. Bir yabancının değil, sanki yıllardır içimde var olan, ama adı konulmamış bir gerçeğin gözleriydi onlar.

Korkmam gerekiyordu, evet… Bir anda karşımda beliren, gölgelerden çıkan birini görünce çığlık atmalıydım. Ama olmadı. O an dilim sustu, kalbim konuştu.

Sabah uyandığımda, odamın duvarları bana olduğundan daha dar geldi. Aynada yüzüme baktım. Gözlerimin altında uykusuzluktan morluklar vardı ama asıl yorgunluk ruhumdaydı. "Gerçek miydi?" diye fısıldadım kendi kendime. Belki rüyalarım bedenimden taşmış, gerçeğe sızmıştı. Belki de gerçekten oradaydı. Onun nefesini hissettim. Bakışlarının ağırlığını, kalbimin atışını susturacak kadar yoğun duydum. Bu, rüya olamazdı.

Okula giderken sokakların her köşesine şüpheyle baktım. Sanki gölgeler biraz daha koyuydu o gün. İnsanların arasında yürürken bile, bir yerden izleniyormuşum gibi hissettim. Ama garip olan şu ki, bu his beni dehşete düşürmedi. Tam tersine, kalbimin gizli bir köşesinde güven duygusuna dönüşüyordu. Onun bakışlarında bir karanlık vardı, evet… ama aynı zamanda, beni incitmeyecek bir dokunuşun sözü de gizlenmişti.

Ders boyunca aklım hep onda kaldı. Tahtadaki yazılar, öğretmenin sesi… hepsi bulanıktı. Defterime not almak yerine sürekli aynı şeyi çizdim: gözler. Siyahın içinde saklanan, derin ve ürkütücü olduğu kadar çekici olan gözler. Kendi kendime kızdım. Nasıl olur da, adını bile bilmediğim biri zihnimi bu kadar işgal edebilirdi?

Öğle arasında arkadaşlarım kahkahalarla konuşurken, ben sessizce camdan dışarı baktım. Yağmur damlaları yeniden düşmeye başlamıştı. Camdaki damlalar onunla göz göze gelişimizi hatırlattı bana. İçimde açıklayamadığım bir kıpırtı vardı. Sanki beni çağıran, sürükleyen bir şey.

O akşam eve dönerken, aynı sokaktan geçmeye cesaret ettim. Kalbim deli gibi atıyordu. Ayak seslerimi dinledim; her yankı beni ona götürüyordu. "Ya yine çıkarsa?" diye düşündüm. Korku damarlarıma işlese de, garip bir beklentiyle yürüdüm. Belki yeniden bakabilirdim ona. Belki gölgelerden bir kez daha doğardı.

Ama o yoktu. Sadece sessizlik ve yağmurun kokusu vardı. İçimde hem bir rahatlama hem de bir hayal kırıklığı… Adımlarımı hızlandırırken dudaklarımda istemsizce bir fısıltı belirdi:

"Sen kimsin?.."

Cevap yoktu. Ama kalbim biliyordu. Artık benden kaçamayacak. Çünkü ben çoktan onun gözlerinde kaybolmuştum.

O gece yatağa uzandığımda, tek bir şey hissettim: Eğer bu bir başlangıçsa, sonu beni nereye götürür bilmiyorum. Ama geri dönmek artık mümkün değildi.

---

More Chapters