WebNovels

KAOS DÖNGÜSÜ

SARUHAN
7
chs / week
The average realized release rate over the past 30 days is 7 chs / week.
--
NOT RATINGS
152
Views
Table of contents
VIEW MORE

Chapter 1 - başlangıç

Sabah oldu. Saruhan ağır ağır gözlerini açtı. Yatağında kıpırdamadan bir süre uzandı. "Biraz daha uyuyabilirim," diye düşündü ama kahvaltı kokusu burnuna geldi. Annesi mutfaktan seslendi.

Annesi: Saruhan, kalk artık! Kahvaltı hazır.

Saruhan: Tamam, geliyorum anne, biraz daha...

Yataktan güçlükle kalktı, odasının köşesindeki pijamalarını topladı. Okul çantasını hazırlamayı düşünmedi, sonra aklına geldi ve hızlıca toparladı. Okula gitmek zorundaydı ama bir an önce eve dönmek için sabırsızlanıyordu. Dışarı çıktı, güneş yüzüne vurdu.

Komşusu selam verdi.

Komşu: Günaydın Saruhan, geç kalma ha!

Saruhan: Uğraşıyorum işte...

Okula yürürken kafasında kavgalar, evde yapacakları resimler ve uyuma planları dolanıyordu. Sınıfa girdiğinde arkadaşlarıyla selamlaştı, ama aklı derste değil, öğleden sonraki boş zamanda nasıl oyun oynayacağıydı. Öğretmen derse başladı, Saruhan ise sırasındaki sandalyesinde hafifçe kaydı, biraz uyuklayacak gibi oldu. Ders bitince en çok sevdiği an gelmişti: eve dönüş.Okul çıkışı, Saruhan sessizce okulun çıkış kapısına yöneldi.

Yanında sadece iki arkadaşı vardı; Emie ve Jinta.

Emie: Gel, biraz gezelim, Saruhan.

Saruhan: Tamam ama fazla uzun olmasın, bugün biraz yorgunum.

Jinta gülümsedi: Hadi ama, biraz babamdan para almak iyi olur.

Üçü birlikte yürürken, Saruhan kafasında kendi dünyasında dolaşıyordu.

Gözleri ufka dalmış, hayalinde kendini büyük bir savaşta, inanılmaz güçlerle savaşıyor görüyordu.

Kendine gülümsedi; "Gerçekten böyle olsam ne güzel olurdu," diye düşündü.

Emie: Ne düşünüyorsun böyle dalmış gitmişsin?

Saruhan hafifçe başını salladı, "Hiçbir şey..." dedi.

Jinta: Her zamanki gibi hayal dünyasında mı kayboldun?

Saruhan güldü: Belki biraz...

Sonra sessizce evine doğru yürüdü.

Evin kapısını açtığında, içinde kendini güvende hissediyordu.

En sevdiği köşesine oturdu, kafasını yastığa yasladı ve gözlerini kapattı.

Hayal dünyasında, Saruhan her şeyin üstesinden gelebilecek güçlü bir kahramandı.

Ama gerçek dünya onun için daha sakin, daha sıradandı.Saruhan gözlerini kapattığında, dışarıda Emie ile Jinta hala yürüyordu.

Emie: Jinta, yine bir şeyler çalacak gibi hissediyorum.

Jinta sırıtıp: Yok canım, sadece biraz eğleniyorum.

Emie: Eğlence mi? Hırsızlık senin eğlencen mi artık?

Jinta omuz silkti: Hayat zor, biraz da böyle geçmeli.

Saruhan içinden, "Onların dünyası bambaşka," diye düşündü.

Emie parmaklarını tıklattı, telefonundan bir kaç mesaj geldi.

Jinta biraz kıskandı ama belli etmedi.

Emie: Bak, yeni projeme yatırım yapacağım, her şey yolunda.

Jinta: Sen hep zeki ve planlısın, ben ise anlık yaşıyorum.

Saruhan onları izlerken, ikisinin arasındaki bu zıtlığı anlamaya çalıştı.

Kendi hayal dünyasında bile bu kadar farklı kişilerle nasıl başa çıkacağını düşündü.

Eve dönerken, üçü sessizdi ama aralarındaki bağ güçlüydü.

Saruhan, Emie ve Jinta'nın farklı dünyaları, onun hayatına renk katıyordu.

Ve belki de o, en çok kendi hayallerinde güçlü olabilirdi.Jinta, Emie ve Saruhan'dan biraz uzaklaştı.

Gözlerini sokaktaki küçük bakkala dikti.

İçeri hızlıca girdi, gözleri etrafı taradı.

Bakkal tezgahının üzerinde duran çikolatalar dikkatini çekti.

"Bir tane alırım da..." diye düşündü ama parasını vermek istemiyordu.

Hafifçe etrafına bakındı, kimseyi görmediğini fark etti.

Çikolatalardan birini cebine attı, hızla dışarı çıktı.

Kalbi hızlı atıyordu ama yüzünde bir tebessüm vardı.

Emie uzaktan onu fark etti.

Emie: Jinta, ne yapıyorsun?

Jinta: Sadece ufak bir şey, sorun yok.

Emie: Sorun var, böyle olmaz!

Jinta omuz silkti ve hızla uzaklaştı.

Saruhan içinden, "Jinta'nın bu hali biraz tehlikeli," diye düşündü.

Ama onu durdurmak kolay değildi.

Üçü tekrar buluştuklarında, Emie Jinta'yı dikkatle izliyordu.

Saruhan ise arkadaşlarının farklı taraflarını anlamaya çalışıyordu.Saruhan, Emie ile Jinta'nın arasındaki küçük tartışmayı uzaktan izliyordu.

Jinta'nın aceleyle çikolatayı çalıp dışarı çıkması, ona biraz komik geldi.

Kendi kendine gülümseyerek, "Hırsızlık mı? Daha büyük işler beklerdim," diye düşündü.

Emie ciddi ciddi Jinta'ya kızıyordu ama Saruhan için bu durum bir mizah unsuru gibiydi.

Jinta biraz suratını asmıştı ama Saruhan'nın gülmesi onu biraz rahatlattı.

Emie: Gerçekten, Jinta! Bunu yapmamalısın.

Saruhan: (hafif gülerek) Cidden, o kadar dramatik bir şey değil sanki.

Jinta: İşte, Saruhan anlıyor beni!

Emie gözlerini devirdi ama yüzünde hafif bir tebessüm belirdi.

Saruhan, "Arkadaşlar böyle olunca hayat biraz daha eğlenceli oluyor," diye düşündü.

Üçü birlikte yürürken, Saruhan kafasında yeni hayaller kurmaya devam etti.

Saruhan ev yolunda yürürken sokakta bir hareketlilik fark etti.

İki yaşlı adam, kaslı ve güçlü görünüyordu.

Biri elinde alevler dans ettirirken, diğeri etrafına su fırlatıyordu.

Kavgaları sokaktaki insanları durdurmuş, herkes onları izliyordu.

Saruhan da durdu, gözleri büyüyerek olanları izledi.

Ateş ustası, güçlü alev toplarını savuruyor,

Su ustası ise dalgalar gibi saldırıyordu.

Birbirlerine karşı koyuyor, büyülü güçleri sokakta çarpışıyordu.

Saruhan'ın kalbi heyecanla atıyordu.

"Böyle güçler gerçekten var mı?" diye düşündü hayranlıkla.

Jinta ve Emie yanına geldiler, ama onları bu kavga hiç ilgilendirmiyordu.

Emie: Saruhan, hadi artık gidelim, zaman kaybı bu.

Jinta: Aynen, bu tip saçmalıklara takılma.

Saruhan: Biraz daha izlemek istiyorum, bu inanılmaz!

Emie: İstersen sen kal, biz gidiyoruz.

Jinta omuz silkti ve Emie ile birlikte uzaklaştılar.

Saruhan tek başına büyülenmiş gibi kavganın içine daldı, gözlerini ayıramıyordu.

İşte hayat böyle anlarla doluydu, Saruhan için yeni bir heyecan başlamıştı.Saruhan iki yaşlı adamın savaşını izlerken gözleri parladı.

Kafasında kendi hayalini canlandırıyordu.

Kendini güçlü alevler ve su dalgalarıyla çevrili gördü.

Ellerinden enerji saçıyor, düşmanlarına karşı dimdik duruyordu.

Yerde dev dalgalar yükseliyor, ateş topu gökyüzüne fırlıyordu.

Kalbi hızla çarpıyor, bedeninde güç hissettiğini sanıyordu.

"Ben de böyle olsaydım," diye mırıldandı.

Kendi gücünün farkında olmayan sıradan bir çocuktu aslında,

Ama hayal dünyasında o, yenilmez bir kahramandı.

Alevler ellerinden fışkırıyor, su dalgaları engel tanımıyordu.

O an, gerçek dünya ve hayal dünyası arasında ince bir çizgi vardı.

Saruhan gözlerini kısarak, düşmanlarını yenmeyi planladı.

"Bir gün benim de böyle güçlerim olacak," dedi sessizce.

Jinta ve Emie uzaklaşırken, Saruhanın hayalleri ona güç veriyordu.

O an için dünyanın en güçlü çocuğu oydu.

Kavga yavaş yavaş sona erdi.

İki yaşlı adam, güçlerini son bir kez gösterip birbirlerinden uzaklaştı.

Sokak yeniden sessizleşti.

Saruhan başını kaldırdı ve gökyüzüne baktı.

Hava kararmış, akşam olmuştu.

Birden kalbine korku düştü.

Annem beni dövecek! diye düşündü.

Hızla ayağa kalktı ve evine doğru koşmaya başladı.

Adımları hızlandı, kalbi deli gibi çarpıyordu.

Kafasında olası cezalar ve uyarılar dönüyordu.

Kapıdan içeri girdiğinde annesinin yüzü aklına geldi.

Ama umutla kapıyı açtı.

Saruhan eve girdiği anda annesi onu ciddi bir ifadeyle karşıladı.

Annesi: Saruhan, neredeydin böyle geç kaldın?

Saruhan: Özür dilerim anne, biraz... dışardaydım.

Annesi: Bir daha böyle yapma, seni merak ettim.

Saruhan başını öne eğdi, annesinin sözleri onu üzdü.

Annesi odasına doğru yürüdü.

Saruhan sessizce odasına gitti.

Kapıyı kapattıktan sonra yatağına oturdu.

Elini çekmecesine uzattı, tabletini aldı.

Ekran açılırken içi biraz rahatladı.

Tablet onun kaçış noktasıydı; orada kendini güçlü ve özgür hissediyordu.

Saruhan derin bir nefes aldı ve oyun dünyasına daldı.

Saruhan kendi kendine fısıldadı: Acaba her insanın içinde saklı bir güç varsa, benimki ne? Bu düşünce aklında dönüp duruyordu. Henüz cevabı bulamamıştı ama içinde, keşfedilmeyi bekleyen bir şeyler olduğunu hissediyordu.