Nicholas, karşılaşacakları yunan masonları gözetlerken öğrenciler de boş durmuyordu. Çalışmaya devam ediyor ve o ana kadar antrenman yapıyorlardı. Muratın antrenörü ise şanssızlığa bakın ki Arielle idi. Buna sadece maalesef denebilirdi çünkü arielle oldukça sert bir antrenördü. Ama en azından muratın güçleri olan kapatma ve darbe indirme yeteneklerinin gelişmesine yardımcı olmuş hatta yeni bir güç edinmesini sağlamıştı. Muratın yeni gücü analiz etme ve görebilme yeteneğiydi. Karşısındakinin güçlerini görebiliyor, doğaüstü güç kullanıcılarını güç manüpülasyonu ile ayırt edebiliyor ve onların kaçamamamasını sağlıyordu. Bu güç engeller olsa bile hatta ne kadar uzakta olursa olsun hedefe odaklandığı sürece onun yerini bilmesini sağlıyordu. Bu tekniği ona arielle öğretmişti çünkü aynısını arielle, olumsuz düşünceler üzerinden yapabiliyordu
Murat dayanamayarak merak ile sordu
Murat : Arielle... neden bu kadar sert bir öğretmen olmak zorundasın ?
Arielle : çünkü acı çekmeden, emek etmeden güçlenemezsin. Güç kimseye verilmez der macchiavelli, ve haklıdır da. Bu yüzden güç için böyle şeyler şarttır
Muray : doğru. Ama bence sen bu sözü fazla ciddiye almışsın. Ve zaten gücün verilmediğini biliyorum. Güç felsefem, güç ile ilgili bana herşeyi öğretti
Arielle : güzel~ bir an güç ile ilgilenen felsefene rağmen bilmediğini düşünmüştüm. Belki de zannettiğim kadar çaylak değilsindir
Bu sırada sinem herkesin çalışmasını bölerek konuştu. Telefonuna bakıyordu
Sinem : arkadaşlar, nicholas bize görev verdi. Şu topkapıya bırakılan zarf. Onu çözmeye çalışacağız öyle diyor
Bunu dedikten sonra sinem herkesi masaya topladı ve telefonundan o zarfın fotoğrafını açtı. Yine o görüntü. Siyah zemin üzerine kirmızı ile işlenen hellenistik semboller, hades tasviri ve altında "amara" sözcüğü.
Hellenistik semboller yunan milliyetçiliğije işaretti ve bu anlaşılıyordu. Ama renk seçimlerinin bir anlamı olduğunu da düşünüyorlardı ve "amara" kelimesinin de bir şeye tekabül ettiği kesindi. Hades ile bağlantısı vardı.
Bu sırada nikolai internetten kelime anlamlarına baktı... ve şaşkınlıkla konuşyi
Nikolai : dostlar, Amara, ölüm anlamına geliyormuş.
Murat devam etti ve aradaki bağlantıyı kurdu
Murat : ve yunan mitolojisine göre ölenler yeraltı dünyasına, hades'in yanına giderler. Yani bu şey bir ölüm tehdidi
Sinem araya girdi ve renkler ile ilgili bir şey söyledi
Sinem : ve... yunanlar kırmızıyı aşkla ve kırmızı güzü afrodit bağdaştırır. Yani kırmızı özellikle seçilmiş. Bu işe ve yunan kültürüne olan aşk düzeyinde bir bağlılığı simgeliyor. Siyah ise... yunan mitolojisinde en kötülerin en derin yer olan tartarusa gönderilmesi ile ilişkikidir. Yani bize ölüm düzeyinde zarar vermek istiyorlar. Bu hades sembolü de muhtemelen bunu desteklemek için
Arielle bunları sindirdikten sonra kendisi de sonunda düşüncelerini ekledi
Arielle : peki, sadece bir tahmin ama karşımızdaki grubun içinde, gücü hades ile ilgili olan biri olabilir mi ?
Murat : olabilir, hatta bence daha kötüsü. Hades ile sinerji kurabilen başka bir güç daha vardır.
Murat bu ihtimali ortaya attığında, kendisi de dahil herkes bir an duraksadı. Yunan yeraltı tanrısının gücü ile sinerji kuracak başka bir güç gerçekten fazla korkutucu duruyordu
Daha sonrasında mektubu sinemin çantasına attılar ve tam bu sırada telefon çaldı. Nicholas arıyordu. Hemen söze girdi. Buraya gelmeleri gerekiyordu ve hemen gelmeliydiler. Bu sözlerden sonra nicholas çocukları aniden portallar ile yanına ışınladı.
Ve daha sonra vakit kaybetmeden şunları dedi
Nicholas : evet çocuklar. Birazdan binadan çıkmış olurlar. Bu uzak köşe onlarla yaşayacaklarımızın görülmemesi için önemli. Vakit kaybetmeden anlatmak istiyorum. Öncelikle, öğretmenlerinin ismi Alex. Kendisinin doğa üstü gücü matematik manüpülasyonu ve bu çok tehlikeli. Onunla ben ilgilenirim.
İkinci, erkek çocuğun ismi ise Konstantin. Duyduğuma göre ailesi yunan milliyetçisi, onu sen hallet arielle.
Ve... kız olan. İsmi Amara. Can manüpülasyonu gibi güçleri olduğu ve gücünün kontrol ile alakalı olduğunu duydum. Tıpkı murat gibi doğaüstü ve mason dünyasında yeni sayılır. O sende murat. Sinem ve Nikolai, siz de etrafı gözleyin. Kimse olacakları görmemeli.
Herkes, anlamış şekilde başını salladı ve yerlerini aldı. Ekip adeta telepatik bir senkronizasyon ile hareket ediyordu. Ve nicholas sonunda hedeflerinin otelden çıktığı anı gördü.
Onları, saniyenin 10000 de 1 i hızla portallara sokup yanlarına ışınladı. Yunan masonlar şok ve ışınlanmanın etkisi ile yere devrildi ve bavullarını düşürdü. Bir bavul ise açıldı ve çalınan tariho eserleri ortaya çıkardı. Başta kaşıkcı elması olmak üzere pek çok paha biçilemez osmanlı eseri bavuldan görülebiliyordu. Yunan masonlar daha kaçamadan nicholas konuşmaya başladı. Sesi, muratın hiç duymadığı bir öfke ile ateşleniyordu.
Nicholas : sizin gibi hadsizler burada ne yaptığınızı zannediyorsunuz ? Tarihe zarar verdiğinizi bilmiyor musunuz ? Türklere saygınız yoksa bile ej azından tarihe olsun medeniyet düşmanları !
Bundan sonra, alex'ten bile önce amara karşılık verdi. Sesi nicholasın taşıdığı aynı öfkeyi taşıyordu
Amara : Sen sus be ! Biz bize ait olanı geri alıyoruz ! Konstantinopolis bizimdir ! Bu hırsız ve barbar türkler bizden güzel şehrimizi 1453 yılında aldılar ! Yüce Roma İmparatorluğu ve onun mirası bu kadar kolay yok olmaz !
Bundan sonra murat öne atıldı. Sesinde ikisini de geride bırakan bir öfke vardı. Amara, muratın milliyetçilik damarına basmıştı.
Murat : öyle mi düşünüyorsun gerçekten ? İnan bana biz türklerin medeniyete katkıları siz yunanlardan daha fazla. Eğer senin dediğin gibiyse medeniyet, desene bizde yok hayvanlarda var demektir medeniyet. İster göçebe olsun ister yerleşik. Türkler iki türlü de medeniyet kurmuştur
Amara : öyleyse bana göçebe ve yerleşik türklerin medeniyete katkılarını say da görelim.
Murat : onluk askeri sistemi göçebe türkler buldu. Modern askeri sistemin atasıdır. Ayrıza üzengi, pantolon , at biniş takımı , ceket gibi şeyler de göçebe türklerin icadıdır. Bunun yanında göçebe türkler oldukça medenidir. Günümüzden binlerce yıl önce kadın ve erkeğin eşit olduğu ilk toplum onlardır. Ayrıca yasa ve hukuk töre ile sağlanır ve töre kanun ve yasa yerine geçer ve bu yüzden göçebe türkler hukukta geri değildir. Ayrıca göçebe türklerin çadırları da oldukça gelişmiştir. Sıcak ve soğuğa karşı korunaklıdır ve sürekli hava giriş çıkışı vardır. Pencerelere sahiptir ve kurması oldukça pratiktir. Hatta tekerlekleri vardır ve bu yüzden göçebe türklerin karavan yaşamının ilk örneğini gösterdiği anlamına gelir. Ayrıca silah teknolojisi olarak çin ve romadan daha iyiydiler. Türk kompozit yayı 2000 yıl boyunca dünyanın en güçlü silahı oldu. Hatta çinliler kayıtlarında türklerden büyük ve güçlü bir millet olarak bahseder. Ve, türkler yaygın kanaatin aksine barbar değildir. Savaşçı bir millettir. Türklere barbar demek mantıksızdır çünkü barbar olmak için fazla planlı ve sistemli bir yapıya sahiplerdir. Gelelim yerleşik türklere. Yerleşik türkler pek çok inovasyon yapmıştır. Mesela el cezeri da vinciden çok uzun zaman önce pek çok si ile çalışan makine yapmıştır. Yada mesela pek fazla bilinmese de osmanlı tarihteki ilk barut imparatorluğudur. İlk dünya haritasını da onlar çizmişdir ve hezarfen ahmet çelebi tarihin ilk uçuş denemelerinden birini yapmıştır. Daha da sayabilirim ama şuanda aklıma gelenler bunlar
Murat sustuğu anda Alex ve Konstanin Amara'ya baktı. Amara şoktan öylece kalmıştı ve onu sarsarak ayılttılar. Sonra alex şöyle dedi
Alex : neden düşmanla konuşuyorsun savaşsana !
Daha sonra aralarında savaş başladı. Alex ve nicholas birbirlerine hızla saldırdı. Nicholas portallarını kullanıyordu, Alex ise x y ve z kordinatları ile oynuyordu ve matematiğin heryerde olmasından faydalanıyordu. Ustaların savaşını gören öğrenciler de birbirlerine girdiler. Konstantin ile arielle. Murat ile amara.
Murat koşarken, amara aniden doğaüstü gücü ile bir tırpan oluşturdu. Can manüpülasyonu dedikleri şey bu muydu ? Anlaşılan pek de ani veya tatlı bir ölüm değildi. Murat buna karşılık hızlı düşünme ve cabuk karar verme anı yaşadı. Güç kavramı ile rakibi bastırmak veya darbe indirmek mümkünse kendi gücünü arttırmak da mümkün olmalıydı gücü reflekslerin eve fiziksel yeteneklerine doğru yönlendirdi. Bu sırada amara onun kafasını kesmek için orağını salladı. Murat için kader anı. Ölüm yada kurtuluş.
Ve.... murat haklıydı
Gerçekten de refleksleri ve fiziksel yetileri artmıştı. Bu kumarı tutmuştu, amara ile savaşmaya başladılar ve bir süre sonra yakın dövüş anlamını yiritdi. Birbirlerinden uzaklaştılar ve uzaktan saldırmaya başladılar. Murat uzaktan darbeler ile amara ise yaşam enerjisini azaltan saldırılarla. Aniden amara muratın yavaşça yorulduğunu gördü. Daha sonra tüm gücüyle saldırdı. Ve... kafasını zonklatan bir vuruş ile yere yığıldı. Murat numara yapmış ve onu bu yolla yenmişti. Daha sonra nicholas alex'i ve Arielle de konstantin'i yendi. Nicholas dayak yemiş rakiplerini otel önüne portalları ile geri bıraktı. İlk konuşan arielle oldu
Arielle : bu hazineleri şimdi ne yapacağız
Nicholas : tabiki de onları yerlerine geri bırakacağız arielle.
Nicholas, ekibi ve hazineleri topkalı sarayına ışınladı. Ekip, dikkatlice tüm eserleri eski yerlerine koydu. Birkaç kez yakalanıyor gibi olsalar da yakalanmadılar. Kameralara karşı da, nicholas portalları ile kameraları kör etmişti. Tüm eserler dikkatlice yerlerine koyuldu ve herkes arkasındaki izleri sildi. Daha sonra da nicholas onları otele geri ışınladı. Ve herkes muratın yatağına yığıldı. Murat ise tek bir soru sordu
Murat : nicholas... şimdilik görev bittiğine göre, yarın sözünü verdiğim gibi arkadaşlarımla takılabilir miyim ?
Nicholas ise hiç tereddüt etmeden 1 kelime ile cevapladı
Nicholas : evet
