Elyrium ve Athelgard arasında ki büyük savaşta ailem öldürüldü. Ben ve dostlarım ise tutsak olarak Elyrium Dükanlığına götürülüyorduk. Yolda ilerlemek çok zordu, hep kayalıktı hiç düzlük yoktu ve bu prangalar işi daha da zorlaştırıyordu.
Dostlarımın hepsi yol boyunca karşılaştığımız canavarları atlatmak için yem niyetinde kullanıldılar. Şimdi bana ne olacaktı? Ben de mi onlar gibi kurban edilecektim yoksa köle olarak satılacakmıydım? Özgür ruhlu biri olduğum için ölmeyi tercih ederim. Zaten 8 yaşında bir köle kimsenin hiçbir işine yaramaz. Bu yüzden muhtemelen uzun bir süre kimse beni almaz. En azından öyle umuyorum. Rüzgar her ilerleyişimizde daha da şiddetleniyordu. Sanki oraya gitmemem gerekiyormuş gibi... Tanrım ben duruma düşmeyi hak edicek ne yaptım? Athelgard Dükanlığının varisi olarak bu duruma düşmemeliydim. Onlar bize ihanet etmeseydi...
Gözlerimde ki ışıltının solmasını hissedebiliyordum. Elyrium'a ulaşmadan onların elinden kurtulmanın bir yolunu bulamazsam her şey sona erecekti. Cehennemden daha beter bir hayat beni bekliyordu. Güneş batmaya yakın nihayet mola vermeye karar verdiler. Kendimi bir yarı ölü gibi hissediyordum. Bir köşeye çekilip yere oturdum. O an içten içe belli etmeden sadece ağladım. Uzun bir süre boyunca... Bir çift ayak sesiyle hızla irkildim. Genç bir asker yanıma gelip ne oldu neden bu kadar sessizsin dedi. Yol boyunca da baya sessizdin, görünüşe bakılırsa dostlarından tamamen farklı bir kişiliğe sahipsin. Bu sözlerin ardından sessiz kaldım. Bana kendini tanıttı ve bana adımı sordu. Arthur... Arthur Hermes dedim çekingen bir tavırla.
Hermes mi? dedi şaşkın bir şekilde, belli ki hiç beklemiyordu. Sen bir asilmisin? Cidden mi? Bu kadar yüksek seviye bir soyluyla bu şekilde konuşmak ve karşı karşıya olmak garip hissettiriyor.. Utançtan yerin dibine gireceğim, hanem adına bir utanç kaynağı oldum. Hermesler özgürlüğe olan düşkünlükleri ile bilinirler. Evet böyle bir söylenti duymuştum, peki sende öylemisin? Hemde nasıl öyle ki eğer ki bu durumdan kurtulmamın tek yolu ölüm ise ölmek istiyorum.. Bu korkunç birşey, küçük bir çocuktan böyle birşey duymak cidden çok korkunç. Ben bir Hermes'im, buna şaşırmamalısın. Hey Arthur savaşın neden çıktığını biliyormusun? Ablam... Ne? Elyrium Dükü oğlu için ablamı istedi. Babam ise kesin bir tavırla reddetti. Sonuç ortada annem ve babam öldü, ablam ise ne durumda bilmiyorum. Ah şu soylular çok saçma sebeplerden savaş çıkartıyorlar. Yani ben bu savaşta sırf efendim senin ablanı alsın diye mi onca dostumu kaybettim? Evet bir nevi öyle. Hadi gel bir şeyler atıştırmak moralini az da olsa yerine getirecektir. Hey Alice, şimdi bana ne olacak? Yaşayacakmıyım yoksa ölecekmiyim? Özgür mü olacağım yoksa köle mi? Canavarla yem mi olacağım yoksa acınası bir halde devam mı edeceğim? Bu prangalardan ne zaman ve nasıl kurtulacağım?
