WebNovels

Chapter 1 - 1.bölüm

(William'ın bakış açısı)

Karanlık ormanda nefes nefese,durmadan koşuyordum,önümde ağaçlar sanki hiç bitmeyecek gibi görünüyordu,eski ve ölü bir ağacın topraktan sanki nefes almak istiyormuş gibi çıkardığı köklerine takılıp yere yığıldım ve arkamı döndüğümde oradaydı.

kocaman siyah bir canavardı,geriye doğru sürünürken prmanın derinliklerinden çıkan bölgelerden uzanan uzun kollar beni sardı, dokunuşlar soğuktu ama doğru yerleri buluyor ve beni delirtiyordu,en çok arzulanan yerlerde dolaşıyor içinde istemesemde bir arzu uyandırıyordu, sonunda canavarı gördüm ve onu hissettim,sert ve güçlüydü hemde çok, nefesini hissettim, dokunuşunu, ve pençelerini,gözleri kırmızıydı çok büyüktü ve o kadar sertti ki, beklemeden sert şekilde içime girişini,derine ve daha derine barışını hissettim,arzu yoktu sadece acı ve üstünlük.

Nefes nefese uyandım, vücudum soğuk yerler döküyor ve titriyordu daha kötüsü ıslanmıştım,bu rüyalardan bıkmıştım, bunlara kâbus derdim ama nedense ıslak olduğundan iyi mi kötü mü bende bilemiyordum.

Artık ergenlik çağında olmadığın için bütün rüyalar beni deli ediyordu yani artık o azgın ergen değildim ama bu aptal rüyalar yaklaşık

neredeyse iki yıldır görüyordum ki bu rüyaların sebebini de biliyordum, ben bir erkektim,güçlü,uzun,biraz zayıf olsam da iyi bir vücudum vardı ama Ay ruhları beni bir omega olarak kutsamış tı.

Kurt Fraun bana aitti yani daha doğrusu içgüdülerime sahipti,ona bağlıydım ve bundan şikayetçi değildim ama neden omega olduğumu bilmiyordum,erkeklerin Omega olmaları genel değildi çünkü bu hamile kalabileceğim anlamına geliyordu.

Kurt'u mu ilk aldığımda tek başımaydım, annem ve babam 18 yaşımda bir araba kazasında kaybetmiştim zaten Fraun da o zaman gelmişti bu yüzden en azından içten içe yalnız olmadığım için açıkça mutluydum.

Yinede doktora gidip sorduğum zaman da hormon ve fiziksel olarak Fraun yüzünden bir değişim yaşadığımı söyledi, ondan sonra farkettim, gerçekten de bacaklarımın arasında iki cinsiyetin de işareti olan organlar oluşmuştu sanki iki tarafla da beraber olabilirdiö.

Bu bir lütuf mü yoksa lanet mi bilmiyordum ama kâbuslarıma bir faydası olduğu yoktu özellikle bu rüyayı neredeyse her gece görüyordum.iyi taragı ise hem erkekler hemde kızlarla beraber olabilirdim

Kötü yanı da vardı,Omega olduğundan dolayı bir kadınla birlikte olduğmda sadece omega olursa onu hamile bırakabilirdim tabiki herhangi bir alpha, beta ve omega beni hamile bırakabilirdi ama bu benim için zor bir adımdı çünkü hep babam gibi normal

Bir alpha ya da omega olmak isterdim

Ama annemin genleri anlaşılan çok güçlüydü ki annem gibi bir omega olmuştum

Annem ve babamın ölümü üzerine kesin cinsiyetim olmadığı ortaya çıktığı için iyice depresyona girmiştim,üniversitede botanik okumak istedim,bitkiler her zaman bana daha yakın gelmişti ve bir hafta önce de tek başıma 22 yaşında mezun olmuştum.

Bağlı olduğum eşimi hiç bulamamıştım, belki Ay ruhları bana bir tane vermemişti çünkü erkek bir omega biyolojik olarak çok zordu ya da hiç kimse beni istemediği için belki eşim gizlice beni reddetmiş ve başkasını seçmişti bile.

Aslında Eşim olmasını pek umurumda değildi çünkü bir erkekler olmayı düşünmemiştim,elbette dememiştim ama olmamıştı,dişi omegalar da dikkatimi çekmiyor du

Şimdi iç çamaşırımı elimde sudan geçirdikten sonra,duşta saçlarımı yıkarken bunları düşünmeden sadece hazırlanmaya odaklandım,büyük odada sadece battaniyem ve yastığım kalmıştı,kalan eşyaları çoktan toplamış öncesinde arabaya koymuş tum.

Son kalan kıyafetleri ve yataktaki battaniye ve yastığı da karton kutulara koyup babamdan kalan arabaya yerleştirdim

Araba eski ama güzeldi,babam aslında ben ön altı yaşındayken arabasını yenilemişti ama kazadan sonra çok sık araba kullanmadım, çünkü araba kullanmayı bana babam öğretmişti ve onsuz bu arabaya binmek bana acı veriyor du.

Kontağı çevirip gaza bastım ve ola çıktım,artık bu büyük şehirde işim bitmişti, sonunda kendi yeni hayatıma başlayacaktım belkide son kez göreceğim o eski apartman dairesinde baktım,

kirasını ödemek için iki işte ve okulumu ödemek için üçüncü başka bir işte çalışmıştım ve artık sonsuza dek veda ediyordum.

Aklıma o evde olanlar geçiyordu,babamla ben oturma odasındaki kahve masasında matematik sorularını çözerken ve birbirimize anlamaz şekilde bakıp soruyu tekrar tekrar okurken annemin mutfaktan cevabı nasıl sölediği aklıma geliyor du.

Annem çalışmıyordu liseden sonra okulu bırakmıştı çünkü evlenmiş ve hamile kalmıştı, babam ise tanınan bir avukattı, zeki ve anlayışlıy dı ama matematiği çok iyi değildi.

Babam her zaman ben büyüyüp okulu kazanınca annemi de üniversiteye göndermek istediğini anlatırdı, çünkü annem öğrenmeyi hiç bırakmamıştı ve çok zekiy di.

Babam her zaman;"Belki annenle birlikte gidersin okula"diye alay ederdi ve bende annemle birlikte onunla alay edip el ele gideceğimizi söylerdik...şimdi annem ile o üniversite kapısından el ele girmek için neler vermezdim, onun yanımda olması, gözlerinden yaşlar gelirken bana sarılıp ağlaması.

Mutluluktan ağlamasını hiç sevmezdim yani birisi mutlu olunca neden ağlardı ki? Fazla dıygusal olunca insanlar ağlıyordu ama bana mutluluktan ağlamak hep garip gelirdi.

Babam ise her zaman ki gibi aptal şakalarından yapacaktı,o şakaları özledim diyemem ama bir tane duymak için şu anda kafamı duvarlara vurmaya hazır dım.

Araba taşlı yolda ilerlerken arada bir zıplıyor artık o eski yeni yapılmış şehir yolunda olmadığımı bana hatırlatıyordu

Sanki biraz mesafe gidince hava bile değişiyor du.

İşte bu garipti,birkaç saat gidiyorsun ve birden yollar,ağaçlar, hava hatta canlılar ile birlikte çevrendeki kişilerin bakışları dahil her şey değişiyordu

Şehit her zaman bana soğuk gelmişti ama Annem'in eski evine de uzun süredir gitmemiştim,sadece birkaç kez babam ile gelmiştim.Aslında babam buraya gelmeye karar verdiğinde ısrar edip gelmiş ancak araba penceresinden hafif soğuk hava ve küçük evleri görebilmiştim.

Yine de yemek yemek için durduğumuz yerde sekiz yaşımda olduğum zamanlarda bana ikramlar, hediyeler ve övgüler yağmıştı;"Oyy güzel oğlan"diyenden "ah ne yakışıklı"diyene hatta"bu büyüyünce çok kalp kıracak"diyen teyzeler bile oluyor du.

Ama beni buraya ısındıran övgüler değil di içinde yaşayanlar dı,şehir de herkes kendi derdindey di, başkalarının dertlerinden habersizlerdi.

Hatta umursamaz ve soğuktu ama kasaba da farklıydı, restoran da bize kalacak yer olmazsa diye davette bulunanlar, en yakın otellerde ne kadar fiyata kalabileceğimizi sorup paramız yoksa yemeği ikram etmek isteyenler.bunları şehir denen o toplu duygusuzluk merkezinde bulmak zordur, yalnız bir adam ve oğlu herkeste şu düşünceyi uyandırırdı"Annesi nerede?,gitti mi? Öldü mü?"

Artık bu sorulara sert bir cevap vardı;"Evet gitti, güzel annecim artık yok, melek oldu, uçtu hemde babamla beraber gittiler çünkü aptal bir tır şoförü gece vakti uykulu şekilde araba kullanırken kontrolü kaybedip onlara çarptı,hem ailemi öldürdü hem de kendisi öldü çünkü dikkatsiz di" ama en azından beni teselli eden ufak bir şey vardı.

aynaya her baktığım da onu görüyordum, babam her zaman annemin küçük bir kopyası olduğumu söylerdi,düz ve kömür gibi siyah saçlarım ve okyanus mavisi gözlerimi ona benzetirdi ve haklıydı.

Siyah saçlarımı bilerek uzun süre kesmemiştim,sadece düzelttirmiş asla kısaltmamıştım çünkü anneme daha çok benzemek istiyordum ve işe de yaramıştı. Başımın arkasındaki hafif topuzum ve yüzüm gerçekten anneme benziyordu ve bununla gurur duyuyordum.

Sadece gözlük takmam değiştiriyordu ve bu sorun değildi,gözlüklerim olmadan önümü göremiyorum ve lens almak da istememiştim, okulda "inek"olarak anılmama sebep olan ise kafamı kitaplardan kaldırmamam olmuş tu.

Kitap okumayı severdim,kafamı dağıtmamı sağlıyordu en önemlisi fantastik kitapları seviyordum çünkü yaşadığımız sıradan dünyadan kaçış gibiydi.

Ejderhalar, periler ve cadıları'ın olduğu bir dünya var olsa ne olurdu acaba diye düşünürdüm.

annem büyük ihtimal hatta kesinlikle bir masal kahramanı olabilirdi. O mükemmeldi, herkese iyi davranır, harika yemekler yapar hep pozitif kalır ve en önemlisi hayata hep iyi tarafından bakardı,bahçede kendi sebze, meyve ve çiçeklerini yetiştirir onlarla güzel yemekler yapar çiçeklerin bazılarını da doğum günü gibi özel günlerde yakınlarına ve arkadaşlarına hediye etmeyi severdi,kalbi altın gibiydi.

Babam da bir o kadar komik ve eğlenceliy di, sabahtan akşama kadar çalıştığı zamanlarda onu fazla rahatsız etmemeye çalışırdım çünkü yorgun olduğumu bilirdim üstelik ne kadar yorgun olursa olsun yatmadan önce bana kitap da okurdu bazen olurken hikayeyi bitirmeden uyuyakalırdı işte o zaman annemi çağırıp onu kaldırması ve odasına götürmesini izler sonra da Annemle birbiri- mize bakıp babanım bu haline kıkırdayıp yatağa giderdik.

hafta sonları ise inanılmazdı,hep birlikte kahvaltı yapar sonra yine hep beraber dışarı çıkar canımız ne isterse onu yapardık, bazen elimizde dondurmalar ile parka gidip yürüyüş yapıp sohbet eder bazen sinema veya parkta babam ile futbol,saklambaç gibi oyunlar oynar ya da evde film izlerken atıştırmalık yiyip keyifli zaman geçirir dik.

İkisini de özlemiştim ve uzun yıllar sonra bu anıları hatırlamak bana iyi gelmişti Annem in kasabasına yaklaşırken güneş tepeye çıkıyordu,eski anıları düşünürken kaç saat geçtiğini bile fark etmemiştim.

Artık şehrin içindeki o büyük gökdelenler gitmiş yerine müstakil küçük evler almıştı, kimilerinin aynı bizim iki katlı evimiz gibi bahçesi vardı,bazılarında küçük kızlar kumaştan dikilmiş bebekleri ile oynuyor bazı erkekler tahta yoktur araba yapıyor kalanlar ise evlerin arasında top oynuyordu.

William insanların şehir den, modern ve aceleci bir de tehlikeli hayattan uzakta daha mutlu olabileceğini düşündü,sürekli çalan telefonlar yok,arkadan ittiren aceleci ve sert patronlar yok,mükemmel hizmet edilmesi gereken kendini begenmiş müşteriler yok.

William en çok kendini gizlemek ten endişe edıyordu,kendisi erkek bir omega olduğu için sahip olduğu koku çok farklıy dı bu yüzden diğerlerinin ilgisini hemen çekiyordu, herkes onun dişi omegalara kıyasla daha tatlı ve çekici koktuğunu söylüyorlardı ve bu sadece midesini bulandırıyordu.

Bu yüzden kokusunu gizlemek için çeşitli şampuanlar,parfümler ve ilaçlar kullanıyor olabildiğince kendini saklamaya çalışıyordu çünkü bu tehlikeliydi.

Annesi'nin eski evinin önünden geçti ama durmadı eve dışarıdan baktı ama önce amcasına gitmesi gerekiyor du, onu Anne ve babası'nın cenazesinden beri görmemişti ama iyi bir adam olduğunu hatırlıyor du hatta onu yıllar önce yanına almak ve yardım etmek istemişti ama William kendi ayakları üstünde üniversiteyi bitirip geleceğini söyleyince istemese de kabul etmişti

Amcası James her zaman sessiz ve sakin bir adamdı ama annesi ondan hep "serseri ama iyidir" Diye söz ederdi, serseri gibi görünmüyordu yani en azından kollarındaki dövmeleri bir ceket ile kapatınca gerçek bir beyefendi oluyordu, annem bana sürekli Amcam ve Büyükbabamın evde kavga ettiklerini amlatırdı.

Amcam tarih öğretmeniydi ve bunda bir sorun yoktu ama öğrencilerine örnek olması gereken bir öğretmenin kollarını dövmeli olması ve küpe takıyor olması ayrı bir garip ti.

Amcası William için Üniversite yıllarında bazen ona haçlık gönderse de William hemen geri gönderiyor ve kesinlikle kabul edemeyeceğini söylüyordu, sonuçta annesi kasabaya gelmediği için kendisini sadece araba camından bakarken evin içinden ona el salladığında görmüştü ve William da el sallamıştı,iletişimleri sadece bu kadardı.

Cenazeden sonra onunla biraz da konuştuğu için yalnızlığı gitmişti bu yüzden minnettar dı Ve şimdi bu cenaze öncesi çok az konuştuğu hatta hiç konuşmadığı ama cenaze sonrası ona arada bir"İyi misin? Nasılsın? Birşeye ihtiyacın varmı?"gibi sorular sorup biraz sohbet eden amcasının evine doğru gidiyordu.

Amcasının ona verdiği adresi takip etti, harita çok iyi götürmüyordu o yüzden William sormak zorunda kaldı ve bahçede oturup sohbet eden bir grup amcaya evin yolunu zorunda hepsi bir ağızdan yolu tarif etmişti.

William kasabanın biraz ilerisinde bulunan güzel bir evin önünde durdu,bahçesi güzeldi çiçekler bakımlı hatta bir elma ağacı bile vardı, çok güzel görünüyordu, William o an da Fantastik hikaye aşkını nerede bulduğunu anladı, bahçeye açılan cam kapıya baktı, orada oturup saatlerce elin de sıcak ve tatlı bir kupa dolusu sıcak kahve ile bu bahçeyi izleyebilirdi.

Arabadan inip kapıya yaklaşırken iyice gerildi,elleri terliyor uzun süre görüşmemek demek ki böyle yapıyor gibi düşünüyordu, neredeyse dört yıl olmuştu.

William gergin şekilde kapıyı çaldı ve amcasının bunca yıldan sonra onu karşılarken deil Memiş olması ib umut ediyor du.

More Chapters