WebNovels

Chapter 33 - Son Bölüm:Güneş Doğdu

Mevsimler döndü, Şile'deki o küçük evin üzerine bir bahar daha geldi. Bahçedeki çiçekler, her zamankinden daha canlı açmıştı. Denizin tuzuyla karışan ıhlamur kokusu, evin pencerelerinden içeri doluyordu. Ama artık evi asıl aydınlatan, güneşin ışıkları değildi.

Odanın ortasındaki, Ferkan'ın ceviz ağacından kendi elleriyle yaptığı beşiğin içinde, bir melek gibi uyuyan küçük kızlarıydı. Adını Güneş koymuşlardı. Çünkü o, en karanlık gecenin ardından doğan, onların hayatına getirdikleri en parlak ışıktı.

Sevim, beşiğin yanındaki minderlere oturmuş, sessizce kızının minicik göğsünün inip kalkışını izliyordu. Yıllardır çocuklara duyduğu o özlem, şimdi kollarında tutabildiği, kokusunu içine çekebildiği bir mucizeye dönüşmüştü. O artık ne bir kurban ne de bir savaşçıydı; o sadece bir anneydi ve dünyanın en huzurlu insanıydı.

Ferkan, atölyesinden çıktığında elleri hala talaş kokuyordu. Sessizce odaya girdi, Sevim'in yanına oturdu ve kolunu ona doladı. Birlikte, hayatlarının en değerli eserini, küçük kızlarını izlediler. O devasa şirketler, o parlak kumaşlar, o acımasız savaşlar... Hepsi şimdi ne kadar anlamsız, ne kadar uzak geliyordu. Gerçek servet, gerçek imparatorluk, bu küçük, huzurlu odanın içindeydi.

Kapı aralandı ve Sadık Usta, elinde küçük, örgü bir patikle içeri girdi. Bu manzarayı gördüğünde, yaşlı gözleri nemlendi. Bir zamanlar enkazın ortasında bulduğu o iki yaralı genç, şimdi fırtınayı atlatmış, kendi ailelerini kurmuştu.

Fırtınalar dinmiş, savaşlar bitmişti. Rüya'nın camdan kalesi de, Kenan'ın kör nefreti de artık geçmişte kalmış birer hayaletti.

Geriye sadece bu kalmıştı: Birbirine sevgiyle bakan bir adam ve bir kadın, beşiğinde mışıl mışıl uyuyan küçük bir kız ve onlara bir dede gibi gülümseyen yaşlı bir dost.

Ve denizin üzerinden esen tatlı bahar rüzgarı, onlara her an fısıldıyordu: Hayat, bazen her şeyi kaybettiğinde başlardı.

More Chapters