Otobüs terminalinden eve dönerken tek düşünebildiğim birlikte geçirdiğimiz ilk geceydi. Kendimi tekrar toparlamamın zaman alacağını biliyordum. Sana aşık oluyordum. Sana duygusal olarak bağımlı olduğum zaman buydu. Pazar günü eve geldim, sıcak bir duş aldım ve yatağa uzandım. Beni sevdiğini söylediğin hiçbir mesajı hatırlamıyorum ama bunu gösterdin. Gerçekten gösterdin. Beni görmek için mesafeler aştın. Bana zamanını ayırdın. Her hafta sonu bizim oldu. Yazın evinde daha rahat kalmaya başladım. Ama bu bile yeterli değildi; daha fazlasını istiyordum. Seni tamamen istiyordum. Tüm zamanını, tüm alanını.
Hafta sonları evli bir çift gibiydik; alışveriş yapıyor, plan yapıyor, gülüyorduk. Hediyeler alıyor, yeni yerler keşfediyorduk. İdeal bir çifttik.
Bir cumartesi, senin evindeyken, acil bir iş çıktığını ve bir iki saatliğine evde olmayacağını söyledin. Sen dışarıdayken, mesajları kontrol etmek için dizüstü bilgisayarı açtım. Sohbet ettiğimiz o küçük platforma girdim. İşte yine o adamdan bir mesaj. Hâlâ yaşadığım kasabayı ziyaret etmek istiyordu. Sadece konuşmak istediğini söyledi. Hatta işinden, adından bahsetti, güvenilir ve güvenilir biri olduğunu söyledi. Mesaja göz gezdirdim. Cevap vermedim. Dikkatim dağıldı. Sen dönmeden önce akşam yemeği pişirmem gerektiğini düşündüm.
Geri döndün. Yemek yedik. Duş aldın. Sonra yürüyüşe çıktık. El ele. Benimle yürümekten, beni göstermekten gurur duyuyordun. Bu yüzden kendimi güvende hissettim. Hatta oda arkadaşın ve kız arkadaşıyla çift randevularına bile çıktık. Her şey çok tamamlanmıştı.
Ama eve döndüğümüzde duş aldım ve her şey değişti.
Dizüstü bilgisayarımda açık mesaj panelini gördün. O bizim ilk gerçek kavgamızdı.
"Sana neden mesaj atıyor?" diye sordun.
"Ona cevap bile vermedim. Erkek arkadaşım olduğunu söyledim. Arkadaş olmak istiyor. Hiçbir yanlış yapmadı. Bu kadar mı güvensizsin? Aldatmak isteseydim, bunu bu kadar bariz yapar mıydım?"
O gece ayrı yattık.
Seninle aynı mesleği, hatta belki aynı adı taşıyordu. Belki de seni tetikleyen buydu. İlk çatlaklar o zaman ortaya çıktı. İşte o zaman işler bozulmaya başladı, sevgili Chris.