WebNovels

Chapter 3 - 3. sayfa

Karakolun önünde sigaramı bitirip ayak ucumla söndürdüm. İçeri girerken vücudumda bir ağırlık vardı.

Kapıyı ittim, içerisi her zamanki gibi kalabalıktı. Bir köşede sarhoş iki adam bağırışıyor, karşı masada bir kadın gözyaşları içinde bir şeyler anlatıyordu. Girişteki adam başını kaldırıp bana baktı.

"Buyrun?"

"Ben... beni aramışlardı. Adım Travis Fischer."

Adam bir kağıda baktı, sonra arkasını dönüp "Komiser bey, Fischer geldi!" diye bağırdı.

Beklerken duvardaki kayıp ilanlarına göz attım. Hepsi eskimiş, yırtık pırtık kağıtlar. Bir tanesi özellikle dikkatimi çekti "Campbell Fischer, 5 yıl önce kayboldu." Babamın fotoğrafı. Gözlerinin altındaki morluklar fotoğraftan bile belliydi. Fotoğrafa o kadar dalmıştım ki, etrafımdaki diğer her şey yok olmuş gibiydi.

"Bay Fischer?"

Arkamda duran komiser genç bir adamdı. Belki benden bile küçüktü. "İçeri buyrun." dedi.

Ofisinde bana bir sandalye gösterdi. Masanın üzerinde babamla ilgili dosya duruyordu.

"Öncelikle geçmiş olsun," dedi komiser. "Babanızın dosyasını yeniden açtık. Yeni bir bilgi var elimizde."

Komiser: "Geçen hafta şehrin diğer ucunda bazı eşyalar bulundu. Bunlardan biri..."

Dosyadan plastik bir torbaya koyulmuş bir anahtar çıkardı. Evimizin anahtarıydı bu. Üzerinde "No 10" yazıyordu.

"Bunu nerede buldunuz?" diye sordum, sesim titreyerek.

Komiser duraksadı. "Aslında sizi çağırmamızın asıl nedeni bu değil. Dün gece itfaiye bir ihbara gitmiş. Bir gecekonduda yangın çıkmış. Yangın söndürüldükten sonra içeride bir şey bulmuşlar."

Fotoğrafı masaya koyduğunda kalbimin hızlıca çarptığını hissettim. Bir defter sayfasıydı bu. Üzerinde babamın el yazısıyla yazılmış bir cümle vardı.

"Travis, Bul beni."

Komiserin yüzüne baktım. "Bu ne demek?"

"Biz de onu sizden öğrenmek istiyoruz," dedi komiser. "Babanızla aranızda olan bir şey mi?"

Başımı salladım. "Hiçbir şey yok. Sadece..."

"Sadece?"

"Evde son zamanlarda... tuhaf şeyler oluyor."

Komiser kaşlarını kaldırdı. "Ne gibi?"

Tavan arasındaki seslerden, ıslak çocuk ayak izlerinden bahsetsem deli yerine konulacağımı biliyordum. "Önemli değil" dedim.

Komiser plastik torbayı uzattı. Aldım, cebime koydum.

Dışarı çıktığımda hava kararmaya başlamıştı. Eve doğru yürürken cebimdeki anahtarı tutuyordum.

More Chapters