WebNovels

Chapter 4 - Chapter 4:

Varlığın bünyesinde varoluştan gelen bir enerji vardır. Bu enerjiye "mana" denir. Mananın tipi, türü veya kullanım alanı kişiden kişiye değişiklik gösterir. Mana, herkesin içinde bulunur fakat bu manayı maddeye çevirerek "büyü" yapabilmek potansiyel işidir.

———

Izumi:[Ah... Ah...]

Izumi, yavaş nefesler alırken gözlerini hedeften kesmiyordu. Ayaklanmıştı fakat sebebini bilmiyordu.

Izumi:[AAAAA.]

Ani bir bağırma ile Izumi, haydutlara doğru koşturmaya başladı. Elindeki kılıç titriyordu.

Haydut, cebinden orta boyutlu bir bıçak çıkarttı fakat Izumi, kosturmayı kesmedi. İçinde korku hissi yok değildi fakat durumundan bir sekilde emindi.

Izumi:[Geliyor!]

Tam o sırada, Izumi kılıcını yukarıdan aşağıya doğru savurdu. Haydut, elindeki bıçak ile kendisini savunmayı planlıyordu. Gerçektende öyle olmuştu, Izumi'nin bedeni yerdeydi ve haydut ayaktaydı.

Haydut:[Gerçekten aptal bir veletsin.]

Haydut, elindeki bıçağı sıkıca tuttu ve Izumi'ye saplamak için hazırlandı. Bıçak saplanmak için yeterince yaklaştığında haydut, et kestiğini hissedemedi.

Haydut:[Neler oluyor? B-bekle, ne?!]

Haydutun elindeki bıçak kırılmıştı. Sadece sapı ve ona hala tutunan küçük çelik kısımlar vardı. Bıçak gerçektende kırılmıştı.

Haydut:[Ne zaman...?]

Haydut, arkasına baktığı zaman arkadaşlarını göremedi. Görünüşe göre çoktan ayrılmışlardı. Izumi'nin kılıç ile yaptığı saldırı bir şekilde haydutun bıçağını yok etmişti.

Haydut:[İmkansız, Sen...]

Haydut, Izumi'ye bakakaldı. Kalabileceğinden şüpheliydi. Az önceki darbenin tesadüf olup olmadığından emin olmaya çalışıyordu.

Haydut:[Lanet olası!]

Izumi'nin suratına atılan sert darbenin ardından haydut, son hızıyla kaçmaya başladı. Parayı geri vermedi.

Shun:[Izumi, o neydi öyle!]

Shun neşeli bir ifade ile yanına yaklaşıyordu. Parayı kaybetmişlerdi üstüne birde dayak yemişlerdi fakat oldukça mutlu görünüyordu.

Shun:[O darbe inanılmazdı! Mana kullanamıyorsun ama inanılmaz güçlüsün anlaşılan. Herşeye rağmen hayatta kalmana saşmamalı.]

Shun sırıtarak konuştu.

Ardından—

Shun:[Shiki gelene kadar patatesleri haşlayalım, olur mu?]

Afalladı. Bu ismi daha önceden duymamıştı.

Izumi:[Shiki kim?]

Shun:[Ahh doğru ya, hafıza problemleri. Shiki benim kız kardeşim. Bugün sınıfta gördüğün siyah saçlı kız. Ona çok değer veririm.]

Izumi hatırladı. Sınıfta Sawako'nun konuşmasına geç kalan iki kızdan biriydi bu. Benzerliklerini farketmişti fakat kardeş olacaklarını düşünmemişti.

Shun:[Akademi sonrası dostlarıyla takılacaktı bugün. Geç geleceği için yemeğe önden hazırlık yapalım.]

Izumi sorgulamadan patatesleri Shun'a uzattı. Shun patatesleri sıcak bir nesnenin üzerinde kaynayan suya bıraktı ve beklediler.

——

Shiki:[Vaay yemek hazır demek. Shun, umarım Izumi'ye yaptırmamışsındır yine herşeyi.]

Izumi geçmişte, bu konuda başarılı olduğu için Shun'un evine geldiğinde genelde yemekleri yapan kişi oluyordu anlaşılan.

Shun:[Hayır hayır. Ben yaptım tabii ki. Tadından anlaşılmıyor mu?]

Shun, Izumi ve Shiki'nin önüne bir tabak içinde patates ve et olan ismini bilmediği bir yemek servis etmişti.

Shiki:[Senin yaptığından emin oldum... Gerçekten iğrençmiş.]

——

Yemeğin ardından iyi bir uyku çeken Shun, Izumi ve Shiki akademiye son günleri için gitmeye başlamışlardı.

Izumi:[Hey, Shun...]

Izumi, yüzünde rahatsız bir ifade ile konuşuyordu.

Shun:[Ne oldu, Izumi.]

Izumi:[Bugün birkaç lider büyücü bizleri seçecek değil mi.]

Shun, sevinçli bir tonla onaylar şekilde "hmhm" sesi çıkardı.

Izumi:[Merak ediyorum da... Beni kimse seçmez ise ne olur. Yani... Savaşcı olamaz mıyım?]

Izumi'nin endişesi anlaşılırdı. Savaşçı olmaz ise ne yapacağı hakkında hiçbir fikri yoktu. Bu dünyada neredeyse hiç olmayan bilgi ile hayatta kalabilir miydi? Endişeliydi.

Shun:[Muhtemelen evet. Ama son vermiş olduğun mücadeleden sonra seçilecek potansiyelin olduğuna eminim. Mana kullanamıyor olsan bile.]

Akademiye geldiklerinde herkes gergin görünüyordu. Dün sınıfta olan her çocuk aynı yerlerinde bulunuyorlardı. Fakat hepsinin suratından seçilememe endişesi belli oluyordu.

Izumi, yürümeye devam ederken bir nesneye çarptığını hissetti. Hayır, bu bir nesne değildi. Tanıdık birisinin kalıbıydı bu. Dün görmüş olduğu Meruk'tu bu.

Meruk:[Selam, mor.]

Izumi:[Selam... Sen seçtin mi üyelerini.]

Meruk:[iki kişi seçtim, son bir kişi kaldı. Siyahlı sen ordaki! Yaklaşabilir misin?]

Meruk, Shun'a sesleniyordu.

Shun:[Tabii.]

Meruk, Shun'un suratına yaklaştı ve gözlerini sonuna kadar açtı. Bu esnada Shun'un suratında soru dolu bir ifade vardı.

Meruk:[Bekle... Mor... Senin ismin neydi?]

Izumi:[Izumi.]

Meruk:[Bu yaşta gerçektende güçlü bir... bozersin.]

Meruk, Izumi'nin bilmediği bir terim kullanmıştı. Ne olduğunu anlamadı.

Meruk:[Ah pardon! Bilmemeniz çok normal, savaşçı okullarında genelde öğretilmiyor. Bozer türü savaşçılar manayı büyüye çevirmek yerine bu enerjiyi kendi silahlarını veya uzuvlarını güçlendirmek için kullanırlar.]

Izumi bunu anlayamamıştı. Ne zaman böyle birşey yapmış olabilirdi ki? Meruk ne hakkında konuşuyordu?

Shun:[Bayım... Bahsettiğiniz şey... Dün yaşanmış bir olay olabilir mi?]

Meruk:[Haklısın. Dün yaşanmış olduğun tüm anıları gözlerine bakarak bende senin izlediğin gibi izledim az önce. Benim kanıma has bir özellik bu.]

Izumi anlamaya başlamıştı. Dünkü haydutun bıçağını kırmıştı ve bunu manasını kılıcına geçirdikten sonra tek darbede başarmıştı.

Izumi:[Anlıyorum. O halde ben bir bozer tipiyim öyle mi?]

Meruk:[Aynen öyle! Ve bu özellik, hele senin seviyendeyken, seni kendi takımıma almam için oldukça yeterli.]

——

More Chapters