WebNovels

Chapter 97 - 14

E.K.T yerleşkesindeki koridorlarda yeniden yürürken, kafasında yavaş yavaş bir plan şekilleniyordu. İlk gün, el hareketiyle basit alev topları. İkinci gün, asa ile alevi üç yönlü kontrol etme – saldırı, savunma ve kalkan duruşu. Üçüncü gün belki ufak bir manken yakma pratiği… Yine de aceleye getirmemesi lâzımdı; Reynari sabırsız olsa da ateşe yaklaştıkça korkunç bir hata yapabilirdi. Shen, "Psişik potansiyeli de göz ardı etmemek gerek," diye ekledi. "Belki Penetalia'yla konuşup ek destek talep etmeliyim."

 

Odasına döndüğünde masadaki holografik ekrana veri girdi. "Ateş Programı: Aşama 2 – Asalı Savurma Tekniği." Metni girmeye başlarken, "Öncelikle asa tutuşu," diye yazdı. "Klasik Y.G.K staff'ı boy yaklaşık göğüs hizasında olacak, alt kısımla toprağa bağlama hissi, üst kısımla göğe yükseltme hissi. Ateşi topraktan gökyüzüne bir köprü gibi aktarmak." Tek tek notlar alıyor, Reynari'nin muhtemel tepkilerini kestirmeye çalışıyordu. "Belki asayı tutarken iğneleyici yorumlar yapacak, sabırsızlanıp alevi büyütmek isteyecek, o yüzden güvenlik mesafesi koymalıyım," diye ekledi.

 

Daha teknik kısımlara geçti. "Ateş topunu tek elde oluşturduktan sonra, staff'ın ucuna kaydırmak, orada odaklanıp püskürtme yapmak. Geri tepme riskini anlatacağım, aksi takdirde staff alevi patlatabilir." Sık sık "Fazla teorik mi anlatıyorum?" diye kendine sordu. Ama Reynari'nin de dediği gibi "nutuk çekmek" istemiyordu. Bu yüzden her cümlede "uygulamalı gösterilecek" notunu ekliyordu. "Önemli olan, her adımı kendisinin yaşaması," diye hatırlattı kendine. "Ben sadece anlatıcıyım."

 

Kayıtlarını tamamlayınca, kafasını geriye yaslayıp biraz soluklandı. Saatine baktığında, Malken'in beşinci güneş çarkına daha vakit olduğunu fark etti. Yine de yarına kadar epey hazırlığı vardı. Kendine hafif bir öğün hazırlayıp yedi, notlarına göz atarak planlarını netleştirdi. Belki Penetalia'yla da konuşmak iyi olacaktı ama önce Reynari'yi bir hayli sindirmek, ondan sağlam bir temel performans görmek istiyordu. "Bu asalı bölüm cidden riskli," diye düşündü. "Reynari yeterince kontrol sahibi değilse, alev topunu staff'ın ucunda patlatabilir."

 

Akşamüstüne doğru odasında ufak bir meditasyon yaptı. Karşısındaki masaya minik bir alev küresi oluşturdu, tekrar sönümledi, sonra buz ve su karışımı bir öğretiyi hatırlamaya çalıştı. "Her element birbirinin zıddı değil, tamamlayıcısı," diye mırıldandı. "Reynari bu mantığı kavrarsa, ateşi daha duyarlı kullanır." İçinden gülümsedi, "Tabii, belki de öfkesini fırlatmak isteyecek."

 

Gece çökmeden, E.K.T yerleşkesinde kısa bir yürüyüş yaptı. Kampüsün duvarlarında, "Koruma Timi – Nesli Tükenenler Kataloğu – Kayıt Odası" gibi tabelalar görüyordu. Orada koridorda yürürken, kulak misafiri olduğu iki görevlinin Reynari hakkındaki konuşmalarını duydu: "Yine kimseyle doğru dürüst diyaloğa girmemiş," dedi biri. Diğeri, "Ama Shen denen eğitmenle sabah eğitimine gitmiş galiba," diye cevapladı. Shen, "Bak, ufak da olsa bir ilerleme," diye sevindi. Sonra kimseye görünmeden odasına döndü.

 

Ertesi gün sabah, Malken takvimine göre beşinci güneş çarkı yankısında yine eğitim alanında bekledi. Ortalık yeni uyanıyor gibiydi. Gök yüzünde beyaz-sarı yumuşak bir ışık, yerde birkaç kuşu andıran küçük yaratığın sesleri… Shen platformun ortasına staff'ı yerleştirdi. Basit, ahşap görünümlü ama özünde büyü ile güçlendirilmişti. Ucunda kahverengi bir kristal takılıydı. "Bakalım," diye iç geçirdi. "Gelecek mi yoksa beni yine terk mi edecek?"

 

Çok geçmeden Reynari belirdi. Yürüyüşü yine kendinden emin, ama dün olduğu kadar kibirli durmuyordu. Shen onu selamladı. "Günaydın," dedi. Reynari yüzüne bakıp hafifçe başını salladı. "Gün aymasa da geldim işte," diye homurdandı. Shen gülümsedi. "Hoş geldin. Bugün asayla ateş kullanımına geçeceğimizi söylemiştim." Reynari, "El hareketleri yeterince basitti. Asa gerçekten bir fark yaratacak mı?" diye sordu. Shen, "Asa sana ek odak sağlar ama aynı zamanda yüksek ısı için risk taşır. Her şey kontrol meselesi," diye açıkladı.

 

Platformda staff'ı eline aldı, "Bunu tut," diyerek uzattı. Reynari staff'ı inceledi, "Bu mu?" diye sordu küçümser bir tonda. Shen, "Hafif ama dayanıklı bir malzemeden. İçinde minik büyü kristalleri var, ateş titreşimlerine yatkın. Şimdi, dünkü gibi bir alev topu oluşturmanı isteyeceğim, ama bu sefer top staff'ın ucunda odaklanacak." Reynari, "Nasıl?" diye merakla sordu. Shen, "Avcunda ateşi uyandırdıktan sonra staff'ı oraya yaklaştır ve enerjiyi staff'ın ucuna aktar. Kalbinin atışını hisseder gibi hissedersen kolay olur." Reynari, "Kalp mi?" diye burnundan soludu, yine de denemeye hazırlandı.

 

İlk denemede, Reynari ateşi kıvılcım hâlinde oluşturdu, staff'ın ucuna doğru yaklaştırırken alev aniden genişledi, patlayacak gibi oldu. Reynari geri çekildi, staff elinden neredeyse düşüyordu. Shen, "Hey, sakin. Doz aşımı yapıyorsun. Daha nazik hareketlerle. Staff, ateşi büyütür ama senin iraden de kontrol etmeli," diye uyardı. Reynari, "Fazla nazik değilim," diye homurdandı. Tekrar denedi. Bu kez alevi oluşturdu, avucunda azıcık büyütünce staff'ın ucuna temas ettirdi. Mavi ve turuncu renkte kıvılcımlar oluştu. Staff bir an titredi, ama patlama olmadı. Reynari, "Hah! Oldu galiba," dedi. Shen, "Dur, sabit tut," diye yönlendirdi. "Dairesel hareketlerle asayı sağa sola oynat, ateşi nasıl yönlendireceğini öğren."

 

Reynari, staff'ın ucundaki küçük alev topunu sağa sola savururken, top hafifçe uzuyor, bir alev kamçı haline geliyordu. Bir noktada, "Of!" diyerek staff'ı geri çekti, alev neredeyse eteğine dokunacaktı. Shen, "İyi iş, ama kendine dikkat et," diye gülümseyerek sözüne ekledi. "Ateş kontrolü ciddiyet ister." Reynari kollarını hafifçe salladı, "Anladım," dedi kısa ve sakin. Yüzünde dünkinin aksine bir ciddiyet, hatta merak vardı.

 

Shen, "Bu ilk aşama. Şimdi, staff'ı yere doğru çevir, yumuşakça vur. Enerjiyi toprağa salıyormuş gibi… O alev topu toprakta nasıl tepki veriyor, göreceğiz." Reynari denileni yaptı, asayı eğdi, toprağa yakın bir noktada alev kıvılcımlarını bıraktı. Küçük bir yanma izi oluştu, fazla güçlü değildi. Reynari kaşlarını kaldırdı, "Daha büyük bir etki için ne yapmalıyım?" dedi. Shen sakince, "Yavaş ilerleyelim. Bu sadece ilk adım. Daha büyük bir alev topu istersen, staff'ı fazla beslemen gerekir. Ama patlama riskini unutma. Sana iyi bir taktik, önce minik top oluştur, yavaş yavaş büyüt. Hepsi senin elinde."

 

Dersin kalanında Reynari staff'la pratikler yaptı: Basit alev topu, ufak bir kalkanvari ateş duvarı denemesi ve alevi "kamçı" hâline getirme gibi. Shen her seferinde "Dikkat, acele etme, enerjiyi hissedip sabitle," uyarısında bulunuyordu. Reynari gitgide duruldu, kendini kaptırdıkça Shen'in talimatlarını daha bir dikkatle dinledi. Ortamda kimse yok gibiydi, sadece ikisi. Gökyüzünde bulutlar parıldıyor, rüzgâr esintisi kristal tozları zaman zaman havalandırıyordu.

 

Yaklaşık iki saatlik bir eğitim sonunda Shen, "Şimdilik yeter, ateşi fazla zorlama," diyerek staff'ı Reynari'nin elinden aldı. "Biliyorsun, element kullanımı bedeni ve zihni yorar. İlkin sen fark etmezsin, ama sonra yorgunluk çökebilir." Reynari, alnındaki hafif teri silerken başını salladı. "Fena değildi," diye kabul etti. "Daha çok şey var mı?" Shen, "Elbette. Bu sadece ikinci aşamanın başlangıcı. Bir sonraki derste manken çalışması yapacağız. Yani hedefi vurmak, alevle kesmek gibi pratikler. Şu an elementin basit kontrolünü anladın, detaylarını öğrenmek için sabır gerek."

 

Reynari gözlerini devirse de bu kez öyle iğneleyici bir laf etmedi. "Tamam, o hâlde gideyim de dinleneyim," dedi. Shen, "Olur. Ben de ders planıma eklemeler yapayım," diye yanıt verdi. Reynari "Hıh," diyerek sanki teşekkür eder gibi kafasını salladı, uzaklaştı. O giderken Shen onun sırtını izledi; davranışları hâlâ sertti, ama eskisi kadar düşmanca değildi. Belki bu bir zafer sayılabilirdi.

 

Shen, geriye kalan saatlerde eğitim alanında birkaç ufak düzenleme daha yaptı. Asalı kullanım için kenarlara basit hedefler koydurmak, zemindeki kristal plakaların ısınma riskini azaltmak gibi. Görevlilerle konuşup "Reynari ateşi savururken öfkeye kapılmasın" diye güvenlik önlemleri aldı. Ardından odasına döndü, holografik panelde "Asalı Savurma ve El Hareketleri – İkinci Gün Sonu Raporu" başlığında notlarını yazmaya başladı. "Reynari, staff'ı kullanmayı az da olsa kavradı. Yarın veya sonraki gün, hedefe nişan alma ve ateş duvarı oluşturma çalışacağız. Psişik güçlerinin işin içine dâhil olması hâlinde, alev çok hızlı büyüyebilir. Dikkat."

 

Bu detayları ekleyerek programın ilerleyen aşamalarına dair ufak senaryolar oluşturdu. Örneğin, "Psişik dalga + ateş sinerjisi = patlama riski" veya "Öfke kontrolü ve zihin huzuru." Kendi kendine, "Bunları da net söylemeliyim ki hataya düşmesin," diye geçirdi. Gösterişli laflarla kandırmaya gerek yoktu, Reynari pratikte gerçek sonuç görünce benimsiyordu.

 

Bir yandan da Penetalia'yı düşünüyordu. Onu sabah o varlıkla uğraşırken görmüş, yine araya girmemeyi seçmişti. Belki akşam Penetalia ile konuşma fırsatı olur, hem de bu psişik dişi varlıkla ateş kullanımının riskleri hakkında görüş alabilirdi. Aklında, "Penetalia, umarım yeni 'insani element' konusunu sormaya gelmez," diye hafif bir gülümseme belirdi. Gelirse de belki fena olmazdı, diyerek dalgınca gülümsedi.

 

Ellerini gererek ayağa kalktı, odanın tavanındaki yumuşak ışıklar arasında kendini rahatlattı. "Günün ilk eğitimini başarıyla tamamladım," diye gurur duydu. Reynari'nin sertliğinin altında yatan potansiyel her geçen an ortaya çıkıyor gibiydi. "İleride, belki gayet ustaca alev formları yapabilecektir," diye düşündü. Onu zapt etmesi de kolay olmayacaktı elbette; karakteri sivriydi, emredilmekten hoşlanmıyordu. Shen'in anlatıcı oluşu, emir vermek yerine rehberlik etmesi, belki tam da Reynari'ye uygundu.

 

Akşam üstüne doğru, mevsimsel bir hafif fırtına hissedildi. Binaların camları kristal tozların çarpmasıyla titreşiyor, gökyüzü soluk griye dönüyordu. Shen, "Bu havada ateşle çalışması zor olabilirdi zaten," diyerek neredeyse şanslı olduğunu hissetti. Karşı binanın tepesinde E.K.T arması parlıyordu. "Soyu tükenen ırklar ve varlıklar için," diye geçirdi aklından, "reynari belki de ırkının son üyelerinden biri. Kendini böyle savunuyor, hırçın bir ateş gibi."

 

Çalışma masasındaki notlarını gözden geçirdi, staff kullanımına dair ek çizimler yaptı. Asa tutuş pozisyonları, alev topu boyutunu ayarlama ipuçları… Bunu yarın Reynari'ye gösterecek, belki kâğıt üstünde anlatacak, sonra pratikte uygulamasını isteyecekti. "Tekrar söylüyorum," diye yazdı defterine, "ben uygulayıcı değilim, o kendi gövdesiyle, elleriyle, odaklanmasıyla yapmalı."

 

Gün sona ererken, menteşesi eski bir kapı gibi inleyen bir rüzgâr esti. Shen kalkıp pencereyi kapattı, o fırtınavari havanın soğukluğunu kesmek istedi. Aklı yeniden Penetalia'ya kayınca, "Acaba bugün yine karşılaşır mıyız? Yoksa çok mu meşgul?" diye sordu kendine. Ama bir yandan da bu yeni görevine odaklanmak esas gayesiydi. İçini çekerek "Zamanı gelince," diye geçirdi, "her şey sırayla."

 

Böylece o akşam, ikinci gününün finalinde, Reynari'yi asalı basit alev hareketleriyle tanıştırmanın haklı gururuyla dosyalarını kapattı. Yarın mankenlere alev topu fırlatma, sürükleme, hatta belki ateş duvarı oluşturma deneyeceklerdi. Reynari ne kadar çabuk ilerlerse, o kadar kısa sürede ileri seviye taktiklere geçilecekti. Yine de Shen, "Onu zorlamak istemiyorum, bu ateş. Yanarsak ikimiz de sıkıntıya gireriz," diyerek kendine gülümsedi.

 

Yatağına uzandığında "Uzun bir süreç olacak, ama iyi yoldayız," diye düşündü. Akşamın serin havasında dalıp giderken, sabah yeniden aydınlandığında bir gün öncesine kıyasla farklı bir tablodan emin olmayı umuyordu. Reynari'nin hem hırçınlığı hem de öğrenme arzusu bu eğitim alanını şimdiden renklendirmişti. Shen, "Belki ileride kendi kurallarını da esnetecek," diye umuda kapıldı. Bu, koruyucunun sabır ve anlayış pratiğiydi aynı zamanda.

 

O gece, Malken Krallığı'nın beyaz yıldızlı göğü altında, E.K.T yerleşkesi usulca uykuya gömülürken, Shen rüyasında dumanlı ateş topları, parıldayan staff'lar ve sürpriz bir şekilde gülümseyen Reynari gibi imgeler gördü. Sabaha yakın, yine sisli bir rüzgâr eserken, eğitim alanı yeni bir dersi bekliyor olacaktı. Shen son nefesinde, "Evet, devam edeceğiz," diye fısıldadı.

 

Böylece ilk günün pratiklerinden sonra Reynari'nin ateşle buluşması başlamış, Shen de ikinci günün asalı savurma eğitimini planlamaya koyulmuştu. Hem teknik açıdan sistemli bir hazırlık yapacak, hem de Reynari'nin saldırgan ruhunu dikkate alarak güvenlik önlemlerini artıracaktı. Er ya da geç, bu inatçı dişi varlık ateşi ustalıkla kullanmayı öğrenecek, belki kendi psişik güçleriyle harmanlayarak bambaşka bir seviyeye erişecekti. Shen buna emindi; tek gereken süre ve sabırdı. Bu düşüncelerle gözlerini kapattığında, "Yarın sabah," diye yineledi içinden. "Elbet yine geleceksin, Reynari. Ve ben de seni anlatmaya, senin de uygulamana devam edeceğim…"

More Chapters